hadi, bilmeden konuşmak, anlamadan yazıp çizmek gibi basitlikleri es geçelim…
orda o kadar eser, o kadar mevzu…
hiç birini okuyup anlamıyorsun ama, iş “uçurmaya” veya “batırmaya” gelince, hop ölçüsüz endazesiz atlıyorsun…
biri “okuyucu”ların, diğeri “okumaz”ların hâli…
ne garip…
hâlbuki iki taraf içinde ön şart; “tanımak…anlamak…