Kalibresinin çeyreğine sahip bir liderimiz olamadı maalesef.
Bugün düşünceliyim, o sebeple hatırladığım kadarıyla hiç yapmadığım bir şeyi yapıp, inönü'ye önce hakkını teslim edip, sonra eleştireceğim:
inönü istiklal savaşı kahramanlarımızdan birisidir. 1. Cihan harbinde çarpışmadığı cephe kalmamıştır neredeyse. Siyasette memlekete çok büyük hizmetleri olmuştur. Fakat öyle hayati iki hata yapmıştı ki Atamız sağ olsa mümkün değil yapmaz, inönü'ye de fırsat vermezdi:
ilk büyük hatası stalin'den korktuğu için memleketi ABD'ye teslim etmesi, atamızın üstünde çocuğu gibi titrediği tam bağımsızlık ilkesini çiğnemesidir. Bu konuda haklı olup olmadığını çok düşündüm, üstünde çok okumalar yaptım. Kendisini haklı çıkarabilecek iki gerçek tespit ettim. Birincisi stalin boğazları işgal etmek için Hitler'le anlaşmıştı. Hitler stalin'e savaş açınca tüm görüşme tutanaklarını Türkiye'de teslim etmişti. ikinci gerçek ise stalin saldıracak olsa, abd desteği almadığımız taktirde 1. Dünya savaşı'nda başardığımız kadar bile direnecek gücümüz olmadığı gerçeğiydi.
Vardığım sonuç, çok gerçekçi bir insan olmasına rağmen atamızın yine de inönü'nün yaptığını asla ve kat'a yapmayacağı oldu. Sscb savaşta 20 milyondan fazla insan kaybetmişti. Kazanacak olsa bile daha da fazla kaybı kaldırması zordu. Diyelim göze aldı, Türkiye kendilerine teslim olmasa bile abd ve müttefikleri boğazların Sscb tarafından işgaline izin veremezlerdi. Kore'nin işgaline bile eyvallah etmediler. Atamız resmi böyle okurdu ve çizgisinden taviz vermezdi. inönü o kadar cesur değildi.
ikinci hatası abd desteğinin diyeti olarak çok partili rejime geçiş kararı alması oldu. Atamız çok partili rejim taraftarı olmakla beraber, o ortamda eserini aşındıracak bir yapılanmaya izin vermezdi. Ne çekiyorsak çok partili rejime erken geçtiğimiz için çekiyoruz. Tek partili rejim 1980'e kadar sürdürülmeli, gerici unsurların kafası iyice kırılmalı ve halkın aydınlatılması misyonu tamamlanmalıydı.