".. Onurumuzu avukatlara, çocuklarımızı uzmanlara, topraklarımızı makinelere bıraktığımızdan, silahlarımızı bırakıp bizi korusun diye devlete sığındığımızdan beri ne kaldı geriye?
Kendisini korumaktan, yaşatmaktan aciz geleceğin kulları olan bizler için… " der Gündüz Vassaf.
bakmayın siz dünya'da teknolojik gelişmelere, bilimde ilerlemeye... din kimlik ırk kültür vatan millet vs gerekçeleri yetmez gibi bir de yapay zeka-bilgisaraylar ile insan artık düşünmeyi, muhakeme yeteneğini, iyi-kötü arasında farkı, risk faktörünü, zarar analizi yapmayı artık bırakıyor. bilgi her yerde ve iktisadın ttemel kurallarından bir şey çoksa değeri düşer gerçeği burada da işliyor ve de insanlar artık doğru ile yanlış arasında ki farkı bile anlama yetilerini bilerek isteyerek terk ediyor.
21. yy cehaletin yy. olacak ve ülkemizi maalesef cehaletin ilk dalgası vurdu.
her devirde cehalet oldu-olacak ama insanlık tarihinde hiçbir zaman cehalet, yetersizlik, liyakatsizlik, iş bilmezlik, eğitimsizlik, avamlık, görgüsüzlük, kabalık bir hak olarak ortaya çkmamış, bir erdem gibi görülmemiş ve bir tercih bir teveccüh olmamıştı.
burada sokakta insanlar, ekran başında idareciler siyasetçiler için bakınız vermeye gerek yok.
insanlar aç ve aç olduklarının farkında değil.
insanlar eğitimsiz ve eğitimsiz olduklarının farkında değil.
insanlar yaşamayı karın doyurmak sanıyor ama dengeli sağlıklı yeterli beslenmeyi bilmiyor olmasını bırakın damak zevklerini kültürlerini unutmuş (bakınız sn maliye bakanı nemati, kuzu eti damak zevkimize uymuyor demesi) çıkın pazara sorun insanlara, hangi et hangi hayvanın neresinden çıkar ve pişirme marine etme tekniği ve hangi tava da hangi ocakta nasıl neyle pişirilir servis edilir? inanın 100 kişiden 2-3 kişi bilirse şaşarım.
tarım ülkesinde sebze meyve alamayan ve soğan ekmeği ucuz almak için kuyruk bekleyen market market gezen insanlar dünya bizi kıskanıyor diyor, haklılar da...
bu utanılacak durumu, iş bilmezliği dünya'da hangi ülke yaşar?
savaşta yerle bir olan milyonlarca insanı ülke dışına çıkan suriye soğan patates derdinde değil, ukrayna buğday ekmek derdinde değil.
insanlık tarihinde hangi halk iktidarda olan yolsuzluğu ama yol yaptı diye savunur ve yolsuzluğu milyonlarca dolarlık haksız kazançları çalınan halkın paralarını bu ülkede kalıyor diye savunur?
hangi halk ideoloji din kimlik parti (kim olursa hangi kesimden olursa olsun) vs nedenlerle haksızlık hırsızlık hukuksuzluğu savunur da benden diye bu yanlışı savunur?
hitler almanyası çarpıcı bir örnektir.
sorumluluk ve ahlak etik değerler, akıl ile zeka ile şekillenir, sağlıklı bir ruh haliyle biçimlenir. akıl zeka açısından yetersiz hastalıklı ruh halinde olan insanlar eğitim ve öğretimleri ne olursa olsun, maddi gücü ne olursa olsun sonuç olarak toplumsal felaket yaşaması kaçınılmaz.
felsefe sanat teknoloji açısından avrupa'nın en gelişmiş alman toplumu içinden hitler çıkardı ve son askerine kadar çarpışıp başkent berlin'i hitler ölene kadar çocuklarla savundu.
almanya ile türkiye kıyaslaması yapın ve ne halde olduğumuzu-olacağımızı hesap edin.
senin çocuğunun değil, torununun geleceği yok edildi.
edibüdü: gündüz vassaf, Yazar, psikolog. psikoloji alanındaki eserlerinden çok, tarihe farklı bir bakış açısıyla yaklaştığı çalışmalarıyla tanınmaktadır.
1946 yılında ABD’de doğdu. Liseyi istanbul Robert Kolej’de tamamladı. Amerika'ya giderek, George Washington Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi aldı. 1977 yılında Ankara Hacettepe Üniversitesi’nde doktora yaptı. Uzun bir süre Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi’nde psikolojik danışman olarak görev yaptı. Uluslararası Psikologlar Konseyi yönetim kurulu üyesi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra öğretim üyesi olarak görev yaptığı Boğaziçi Üniversitesi’nden istifa etti. Yurt dışına giderek, Kasel, Bremen ve Marburg üniversitelerinde öğretim üyeliği, Kanada’da McGill Üniversitesi Center for Developing Area Studies’te konuk akademisyen, Amsterdam’da Averoes Stichting’de klinik psikolog, Viyana’da Instutude für Hohore Studium’da konuk araştırmacı olarak görev yaptı.
politik olaylar yüzünden boğaziçi üniversitesi'nden uzaklaştırılan bir öğretim üyesinin amerika'da iken yazdığı prisoners of ourselves adlı kitabın cehenneme övgü adıyla dilimize kazandırılıp, tekrar boğaziçi üniversitesi'nde türk dili dersinde okutturulması da yaman çelişkidir.