sadece herşeyin çok iyi gittiği ilişkilerde bir süre sonra baş gösteren problem.
taraflar birbirine çok yüksektir, bu yükseklik çok nadiren denk gelip birbirine tam anlamıyla match olur ve harika günler yaşanmaya başlanır. ancak herşeyin bi sonu vardır tabi ki. bi süre sonra bu çok yüksek ve aynı frekanstaki matchi sürdürmek güçleşmeye başlar. taraflar bu kadar yüksek bi duygunun sürdürülebilir olmayacağının farkındadırlar. burada sürdüremeyenin kendileri mi karşı taraf mı olduğunu bile bilemedikleri bi pozisyonda bulurlar kendilerini ve risk almazlar; ölmesi gereken karşı taraftır. onun daha az sevdiğine dair zihnine düşen tohumlar filizlenmeye başlayıp, onu daha az sevme şeklinde bi reaksiyon geliştirir. bunu karşı taraf da sezmektedir, aynı şeyi aynı motivasyonlar ve aynı kayıplıkla yapmaya başlar. ortada üzerinde uzlaşılmış bi ölçü birimiyle ölçülemeyen soyut duygular olduğundan bu kaotik ortamda artık 4 olasılığın hepsi eşit derecede mümkündür.
iki taraf da birbirini halen eşit derecede seviyor. %25
taraflardan birisi gerçekten de diğerini daha az seviyor. a ve b için ayrı ayrı %25'leri var bunların.
iki taraf birbirini eşit derecede sevmiyor. %25
birinci seçenek; yanlış anlaşılmalarla sona ermiş, gelecek vaad eden, değeri bilinememiş bir ilişkiyi,
ikinci seçenek; taraflardan birisinin diğerini esiri, kölesi etmesiyle sonuçlanabilecek kanlı savaşları,
üçüncü seçenek; mutlu evlilikleri getirir.
konu artık duyguların alanında çıkmış, nash dengesi altında ele alınabilecek bir oyun teorisi örneğine dönüşmüştür. haliyle nash'in de ispatladığı üzere, ittifak yapmak en makul seçenek olacaktır.