kime denk geldiysem, kimin ağzından dinlediysem, hep "bir kırık gençlik hikayesi" şeklinde sonlanan aşklardır. istisnalar varsa da kaide bozulmaz.
kız lisede, erkek üniversitede ya da daha büyük. her nasılsa tanışılır bir yerlerde. kız, onun bilgisinden, olgunluğundan etkilenir; erkekse onun masumiyetinden, saflığından, duruluğundan, yaşına rağmen benimsediği düşüncelerden. aradaki yaş farkından dolayı saklanır düşünceler, ta ki içlerinde daha fazla tutamayacakları o güne dek. her şey hızla gelişir ve artık küçük kız - büyük adam sevgilidir. herkesten farklı olduklarına inanırlar, bu yaşadıklarını sanki sadece kendileri yaşıyormuşçasına mutludurlar. bir yere kadar... büyük adamın bir ilişkiden beklentileri farklıyken küçüğünkilerle uyuşmaz. ilişkinin temeli uzaktan bakıldığında zaten çarpık beklentiler üzerindedir, herkes karşıdır, küçük kızın arkadaşları-ailesi karşıdır, büyük adamınkiler de öyle. masal gibi süren günlerin gecelerin ardından tıkanır bir yerde. hep tıkanmıştır. ne kadar seversen sev bir yerden sonra gücün kalmaz. belki de küçük insanlarızdır, büyük sevemiyoruzdur sevdiğimizi sandığımız zamanlarda. biter. çok yakıcı geçen süreçlerin ardından sonra bile eksilmez acısı, sadece hatıra daha az gelir. büyük adamlar nasıllardır şimdi bilinmez ama tanıdığım tüm küçük kızların gözleri ne zaman demlense dibe çökenlerde hep o büyük adamın adı gizlidir.