hayatın anlamı nedir

entry51 galeri
    35.
  1. Kürsülerin ortasında, oturan zatın biri ayağa kalkıp:
    -Beşeriyet gelmiş. Bize bir soru soracakmış. Uygun bulursanız gelsin, dedi.
    Orada bulunanlar uygun bulduklarını söylediler. Konuşma
    yapan zatın emri üzerine Beşeriyet'i odaya aldılar.
    "Beşeriyet" adındaki bu adam sakat ve sefil bir zavallıydı.
    Üzerindeki eski püskü elbiseleri ve sararmış yüzü, meclisin durumuyla büyük bir tezat oluşturuyordu. Başkan vekili ona:
    -Ey Beşeriyet! Otur, rahat et ve sorunu sor! dedi.
    Fakat Beşeriyet oturmadı ve dedi ki:
    -Oturmak, rahat etmek mi? Yazık! Yüzbinlerce senedir oturup, rahat edecek zamanın oldu mu diye bir sorun hele. Bir taraftan geçim derdi, diğer taraftan hastalıklar rahat etmek için vakit
    mi bırakıyor? Bu kadar sefil olmama rağmen, yine de intihar edemiyorum. Ben alçağın biriyim.
    Bunları söylerken hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Bu durumdan son derece etkilenen meclisi hazin bir sessizlik kaplamıştı.
    Bütün üyeler zavallı Beşeriyetin acısını paylaşıyormuş gibi görünüyordu. Başkan vekili:
    -Bu çok büyük bir mesele. Çözüme kavuşturulması başkanın
    gelmesine bağlı, dedi.
    O sırada Beşeriyet dedi ki:
    -En azından bu kadar sefalete niçin katlandığımı, neden intihar etmediğimi anlasam. Lütfen bana söyleyin, merhamet edin. Madem ki hayattan tiksiniyorum, ama onsuz da yapamıyorum. Öyleyse saadetin ne olduğunu bana söyleyin, dedi.
    O sırada başkan geldi. Meseleyi anladı ve oradakilere:
    -Haydi bakalım, şu zavallının sorusunun cevabını verin! dedi.
    Oradakilerin bazıları şu şekilde cevap verdiler:
    Hz. ibrahim:
    -Saadet; çalışıp kazanmak ve kazanılanları başkalarıyla paylaşmaktadır.
    Hz. Musa:
    -Saadet; nefsi, Firavun'un tutkuları gibi tutkulardan kurtarmaktadır.
    Hz. Adem:
    -Saadet; şeytana ve Havva'ya uymamaktadır.
    Konfıçyüs:
    -Bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktadır.
    Platon:
    -Daima yüce şeyleri düşünmektedir.
    Aristo:
    -Mantık! işte saadet!
    Zerdüşt:
    -Saadet, karanlıkta kalmamaktadır.
    Brahma:
    -Saadet mi? Zannedilen şeyin aksidir.
    Hz. isa:
    -Saadet; Maziyi unutmak, içinde bulunulan anı iyi değerlendirmek, geleceği düşünmemekle mümkündür.
    Lokman Hekim:
    -insanlar bu kelimeyi bütün dertlerini bir sözle ifade etmek
    için icat etmişlerdir.
    Hızır Aleyhisselâm:
    -Saadet, tutkuların giremediği gönüllerde aniden görülen bir
    hayalettir.
    Bu sözler üzerine Buda öfke ile ayağa kalkıp:
    -Ey Beşeriyet! Saadet, yok olmanın güzel isimlerinden biridir.
    Nirvana! Ey Beşeriyet! Nirvana! dedi.
    Sonunda Beşeriyet yorgun bir hâlde yere düşüp:
    -Oooff! Hangisi? Hangisi? diye söylendi kendi kendine.
    işte o zaman Başkan* ayağa kalktı ve:
    -Ey Beşeriyet! Saadet, hayatı olduğu gibi kabul edip, insana
    yüklediği yüklere razı olup, bunun daha iyi olması için gayret etmektir, dedi.
    O sırada Beşeriyet ayağa kalktı ve:
    -Ey Fahr-i Âlem Efendimiz! Beşeriyet'in dertlerini anlayan ve
    bunun ilacını bulan yalnızca sensin! dedi.

    amak*ı hayal. filibeli ahmet hilmi.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük