gibi

entry126 galeri video1
    102.
  1. sezon dört bölüm birin sonundaki epik müzik harika. bağlam olarak da harika. aslında saçma sapan bikaç absürd olay yaşandıktan sonra bölümün böylesi devasa, büyük duygular uyandıran bi müzikle bitmesi ilk bakışta dizi'nin absürdlükler silsilesinin bi parçası gibi duruyor, bu haliyle bile gayet iyi bi cuk oturma hissi oturuyor.

    ama esasında, bölümü dikkatli izlemişseniz fark ediyorsunuz ki müzik oraya absürd olsun diye konmamış, müzik gayet ciddi. bölüm boyunca insanın vuruşup kazanıp kazanabileceği en büyük savaşını izliyorsunuz, iradesiyle olanı. ve öyle ya da böyle yılmaz eşliğinde ekip bu savaştan pirus zaferiyle ayrılıyor. ilkkan'ın üstüne sarılı battaniye, ağır aksak birbirine tutuna tutuna yürümeleri falan, aslında en büyük savaşın yorgunluğu.

    bölüm boyunca insanın kendi iradesiyle olan en büyük savaşı aslında son derece hassasiyetle ve boynu bükük bi mağrurlukla, olabileceği en ciddi haliyle anlatılıyor aslında. yılmaz'ın; "ben yılgınlığım, kızgınlığım ve belki de en derinlere sakladığım kötülüğümü harlı ateşlerde eritip, iradeye çevirdim. sende de o iradeyi eğip bükecek güüç, yok... anladın mı?" cümlesini duvara falan asmak lazım konunun ilgilileri açısından. bu konuya bundan daha net bi cevap, daha eğilip bükülemez bi çözüm görmemiştim.

    bu kafadaki insanlar için konu böyledir, kapanmıştır. çatışmalar yaşanmış, kanlar dökülmüş, ayranlar dökülmüş ve götler sikilmiştir. bedeller hiç de bila bedel oldukları söylenemeyecek şekilde ödenmiştir. şanssız bi şekilde, sırf yaradılış gereği diğerlerinden daha az miyop olduğu için görebildiği en ufak çirkinlikleri eritip eritip iradeye çevirmek zorunda kalmış olan insanlarla yapabileceğiniz iki şey var; onları kabullenmek, sizi kabullenişlerine saygı göstermek... eğip bükmeye hiç yer ya da imkan olmayan topraklardasınız. hoşgeldiniz, esasınızda bilmediğiniz bi yerde ve kayıpsınız.
    0 ...