Oyluyor, oyluyor ve favlıyordu. Sadece izliyordu ve olacakları bekliyordu. Köşeye sıkıştı. Dedi ya Habib, ramazan ayındayız, kuluna bir şey söyle, söyle ki artık oylayıp favlayıp durmasın beni. Durmuyordu, yazar gözüne kestirmişti bir kere garibi, darlıyordu bitmek bilmeyen açık oylarıyla.
El açtı, dedi ya resul, sen yardım et, sen yardım et ki gitmeyeyim karanlığa.
Yardım etmediler, onu orada bıraktılar. El uzatmadılar. Oysa ki Allah, kulunu terk etmezdi. Tüm inancı yerle bir oldu. Sonrası, sonrası, günah ortamı...