halkın temel haklarını ve devlet idaresinin şeklini sınırlarını belirleyen yasalara uymak, yasaları korumak, halkın-devletin refahı ve gelişimi için çalışmak üzere göreve gelen ve de bunun için yemin eden bir iktidar hiçbir ülkede uymaya korumaya yemin ettiği yasaları oy çokluğuyla kendi gibi düşünen ve kendisi ile aynı çıkarlar peşinde koşan kesimin desteğin alıp yasaları değiştirme hakkına hiçbir iktidar sahip değildir.
ara edibüdü: kanun ile yasaların arasında fark olduğunu bilecek kadar akıl zeka ahlak etik değerlere sahip olunduğunu bilerek açıklama gereği duyulmamıştır.
bir iktidar (dikkat ediniz, devlet değil iktidar) hukuk alanına müdahale etmesi yasaların ihlali kapsamına girer ve bu yasaları çiğneyen müdahalesini kanunlarla düzenleyemez.
örn: halkın haber alma özgürlüğü ve Aleni Yargılanma ya da yargılamanın açık yapılması adil yargılanma hakkının bir unsuru olması.
10 Aralık 1948 tarihinde birleimiş milletler genel kurulunca kabul ve ilan edilen (R.G.1949 gün 7217 sayılı nüshası.bakınız Dustur III. Tertip, c.30, s.1020)(11) insan Hakları Evrensel Bildirgesinin onuncu maddesinde "herkes haklarını vecibelerinin veya kendisine karşı cezai mahiyette herhangi bir isnadın tespitinde, eşitlikle davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından nesafetle ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir.(12)
4 Kasım 1950 tarihinde Roma'da imza edilen, 3 Eylül 1950 tarihinde yürürlüğe giren (Türkiye tarafından 18 Mayıs 1954 tarihinde onaylanarak 10.03.1954 gün ve 6366 sayılı insan Hakları ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi ve Buna Ek Protokolün Tastiki Hakkında Kanun adı altında yürürlüğe konmuştur. R.G. 19.03.1954 tarih ve 8662 sayılı nüshası, Dustur III. tertip, c. 35, s.1567 ) Kısa adıyla Avrupa insan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesi birinci fıkrası "her şahıs … ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir. Hüküm açık celsede verilir." Hükmü ile aleni yargılanma hakkının ve ayrıca hükmünde açık celsede verileceğini düzenlemiştir.
aynı şekilde Anayasa’nın “düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğü” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında;
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.”
buna göre hiçbir iktidar çıkardığı kanunla Düşünceyi açıklama özgürlüğü, Bilgi edinme özgürlüğü, Haber verme özgürlüğü, Haber alma özgürlüğü kanunlarla yasaklanamaz.
tutkulardan arınmamış mantık ile bir iktidar devletin hukukuna müdahale eder ve ve müdahale etmiş olduğu hukuku işler hale sokarsa bir yolsuzluk, bir cinayet, bir tecavüz, bir rüşvet, bir sahtekarlığı, bir hukuksuzluğu, bir adaletsizliği dini milli ideoloji vs bahanelerle gizlemek için kanun çıkarır haber yapılmasını engeller, habere ulaşımı engeller, toplumun duymamasını sağlar, suç ve suçlu mahkeme yargılama soruşturma aşamasında gizlilik kararıyla korunur.
çıkardığı kanun hukuka aykırı olmasını bile tartışacak hukuk adamı, toplumda hukuk bilinci kalmadığından ülke toplum her alanda çöküşe girer.
