gecenin derinlerinden öyküler

entry163 galeri
    158.
  1. Kuyudan daha çok bir merdivene benziyordu. Aşağıya doğru sarmal bir şekilde iniyordu. Ve o an sadece O müziğin sesi duyuluyordu. O müziğin kaynağı ise bir piyanonuydu. Bu konuda yanılamazdım, çünkü müzik gibi piyano da benim bir tutkumdu. Şimdi merak duydum daha fazla artmıştı. ne kadar korksam ne kadar ürksenm bile aşağıda neler olduğunu öğrenmeliydim. Çünkü bu yerin normal olmadığını daha önce deneyimlemiştim. Fakat o zaman kuyuyu bilmiyordum. Sadece bu Tepedeki az ileride olan kulübeyi biliyordum. Burayı ise daha sonradan keşfetmiştim.

    Her neyse, aşağıya doğru baktığınmda sadece cılız bir ışık görüyordum. Bir yandan bu da korkutuyordu. Çünkü karanlığın ardında ne tür bir Gizemin ne tür bir şeyin olduğunu bilmiyordum. Yine de yavaşça Merdivenlerden aşağı doğru yürümeye başladım. Merdivenden indikçe ses daha net ve daha yüksek duyuluyordu. Ve artık sadece müzik sesi değildi duyulan. Yavaştan insanların sesleri de gelmeye başlıyordu. Fakat bu insanlar kimdi? Burada ne yapıyorlardı? Daha da ilginç olanı burayı nasıl bulmuşları? Aklımdan bu sorular geçiyordu o an. Ve artık sessiz sessiz yürümenin vaktiydi. Çünkü bu insanların tehlikeli olup olmadığını bana bir şey yapıp yapmayacaklarını bilmiyordum. O yüzden en iyisi gizlenerek gitmekti. Merdivenin En aşağı noktasına geldiğimde aşağısının uzun bir koridorla ilerlediğini gördüm. Ara ara yanlara doğru da koridorlar vardı. Tuhaf bir yere benziyordu. Bu uzun koridor duvarlarda olan şamdanlarla aydınlatılıyordu. O yüzden hem aydınlık hem de karanlık yerleri vardı. Ve ben bu karanlık yerleri kullanarak ilerlemeye başladım. Etrafımı iyice gözlüyor ve kulaklarımı da seslere karşı hassas hale getiriyordum. Koridorda ilerledikçe yanlara açılan koridorlardan farklı sesler duyuyordum. Fakat ne olduklarını tam olarak kestiremiyordum. O yüzden oralara bakmak yerine dümdüz ilerlemeyi tercih ettim.

    Çok uzun bir koridordu. Sonuna doğru yaklaştığımda insanlar daha da fazlalaşmışı. Iyice dikkat etmeliydim bundan sonra. Koridorun sonu büyükçe bir merkeze açılıyordu. Bu yer bir nevi salon gibi bir yerdi. Fakat ortasında antik dönemlerden kalma bir sunak vardı. Bunu görünce kanımın çekildiğini hissettim. Çünkü bu tür yerlerin ne anlama geldiğini derslerden de az çok biliyordum. Fakat Belki de başka amaçlı kullanılıyordu bilmiyorum. Tek bildiğim tuhaf bir yer olduğuydu. Ve de eskilerden kalma bir yer olduğuydu. Insanların üstünde ise normal bir kıyafet yoktu. Ve yüzleri de bir maske ile örtülüydü. Hepsinde farklı maskeler vardı. Sanki kişiliklerini yansıtır gibi bir şey de onlar için. ve ellerinde şarap kadehleri birbirleriyle sohbet ediyorlardı. Anlaşılan bir tören gibi bir şey için buradalardı. Şimdi ise tören öncesi vakitlerini geçirdikleri bir zaman diliydi.

    Ne yapacağımı bilmiyordum. Çünkü saklanacak pek yer yoktu.ve törenin de ne zaman başlayacağını bilmiyordum. Kaçmalı mıydım acaba? Fakat o zaman daha çok aklıma takılacaktı bu yer bu daha kötü bir his benim için. O yüzden kalmaya karar verdim. Ve burada ne olduğunu öğrenmeliydim. Çünkü üstlerine giydikleri giysilerde de bir sembol vardı. Ve bu salonun diğer tarafı da yine başka yerlere açılıyordu. Bu kadar gizli ve bu kadar büyük bir yer ne için bunu öğrenmeliydim. Bunları düşünürken tam o an...
    0 ...