Çanakkale savaşları sırasında cepheye devamlı gencecik, pırıl pırıl insanlar yağmıştır. bu gencecik çocuklar savaşa gitmeden evvel kısa bir eğitimden geçer sonra cepheye giderlerdi. yeni erleri denetleyen komutan sırrı bey genç er hasan'ın saçındaki kınayı görüp ona takılır.
- hiç erkek adam saçına kına yakar mı?
- bilmiyorum komutanım anam yakmıştır!
genç adam gerçektende anasının neden saçına kına yaktığını bilmez. anasına bir mektup yazarak neden böyle bir şey yapma ihtiyacı duyduğunu sorar.
anasının cevabı çok duygusaldır.
- oğlum aslanım sen bu yaşa gelene kadar bu vatanın ekmeğini yedin suyunu içtin artık bu vatana borcunu ödeme vaktin geldi. sen babanın, benim, kardeşlerinin bu vatana bir kurbanısın. oğlum söyle kumandanına bizim buralarda kurbanlık diye ayrılan koyunlar kınalanır. bende seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım onun için saçını kınaladım.
ne yazık ki kınalı hasan mektubu kumandanına okuyamadan girdiği çatışmada yaralanmış ve kurtulamamıştır. kınalı hasan'ı defnetmeden evvel üzeridekiler alınır cebinden anasının mektubu da çıkar; o anın heyecanı ile bitmemiş bir şiir yazmıştır.
anam yakmış kınayı, aday diye
ben de vatan için kurban doğmuşum
anamdan allah'a, son bir hediye
kumandanım! ben ismail doğmuşum..
-alıntı-
bu ülke böyle kurtulmuştur... unutanlara hatırlatmak gerek!!