Ben herkesle iyi anlaşabilirim. Yeter ki namussuz olmasın. Bulurum bir ortak nokta, ona iyi davranırım, çünkü içimden böyle gelir. Hayatımda hiçbir insanı şucu bucu diye kategorize etmedim. Oturup konuşmak için üstüne başına, dinine, diline, mezhebine bakmadım. Yaşı da mühim değil, işi de mühim değil. Benim masama yoldan geçen kağıt toplayıcı da oturabilir, ona yemek ısmarlayabilirim, onunla muhakkak ortak bir nokta bulurum konuşacak.
Haddizatında, bu hem yorucu kabul ediyorum, hem de fazla tahammüllü bir insandan olmamdan ötürü gerçekleşiyor.
Mesela ortamda kimsenin istemediği insanla ben baş başa otururum, onun aşırılıkları ve kabalıkları, aykırılılıkları varsa kendi hal ve hareketlerimle törpülerim.
Çok sesli konuşan bir insansa, bunu ona belli etmeden yediririm, o kişi, artık kısık sesle, hiçbir masayı rahatsız etmeden konuşmağa başlar.
insanlara emek etmek gerekir bazan, insan biriktirmek mühim.