moda semtinde antikalarla dolu köşkünde yaşam sürmüş, uzun saçları ile parmaklarındaki göz alıcı yüzükleriyle piyano çalmış, ömrünün yarısı belçika'da geçmiş olmasına rağmen bir anadolu halk ozanı gibi kendini kabul ettirmeyi başarmış merhum sanatçımız.
galatasaray lisesi mezunu olan civan delikanlı türk popunun efsanesi olup çıkmıştır. omzuna inen sırma saçları, birbirinden ilginç kıyafetlerini, ağzının iki yanından çenesine uzanan bıyıklarını kimse yadırgamaz olmuştur. yaptıkları asya'yı avrupa'ya bağlayan boğaz köprüsü gibi doğu ve batı sentezi olarak isimlendirildi.
yediden yetmişe milletin sevgilisi olarak geçti gitti bu dünyadan. memleketin ilk barış'ı olarak dünyaya geldi, eğlendirdi, eğitti, güldürdü, unutulmaz ve silinmeyen eserler ve hatıralar bıraktı, sonunda da ağlattı ve gitti. tek başına bir okul, ekol, akademi, hoca, güfteci, besteci, turizm ve dostluk elçisi, barış ve sevgi adamıydı. insanları kaynaştıran ve ortak noktada birleştiren bir vicdanın temsilcisiydi. gençliğin idolü, eğiticisi, öğreticisi, sağa sola sapmadan ülkeyi, milleti, devleti, ülke menfaatleri etrafında toplayan, onlara en güzel ve yerinde mesajları veren insandı.