aslında tam olarak açıklama bu "Doktor arkadaşlarımla konuştum. Normal bir ülkede, bu sistemi kuran, o hastanenin oksijen sistemini kuran, buna depreme dayanıklı diye devlete veren her kimse bunun yakasına yapışır.
Onlarca insan elektrik kesildiği için, jeneratörler çalışmadığı için ve oksijen tankları patladığı için, oksijen gelmediği için hastalara, bina yıkılmamasına rağmen, oksijensizlikten ne yazık ki canlarını verdiler" şeklinde.
depreme dayanıklılık sadece binanın yıkılmaması değil.
hele ki sağlık alanında hastahane-sağlık ocakları ve en hastahane sağlık ocakları kadar önemli olan medikal malzeme, ilaç, sterilazyon malzemeleri vb tedavi bakım araç gereçleri depoları ve bu depoların-fabrikaların-laboratuvarların da depremde sadece yıkılmaması depreme dayanıklı diye nitelendirilemez.
buraların iklimleme enerji vb açısından da deprem ile ortaya çıkacak tehlikelere karşı önlem alınmış ve hazırlıklı olmalı.
hastane yıkılmadı diye depreme dayanıklı yapı, şartnamelere uygun yapı diyemeyiz.
tıpkı fukuşima nükleer santrali gibi. depremde yıkılmadı, tsunami için önlem alınmıştı ama bir tanrı veya doğa gazabı olarak felaketler öylesine gerçekleşmez, kritik bir olaylar hatalar zinciri tarafından tetiklenir gerçeği burada ortaya çıkmış ve en güvenilir yapı bir nükleer felakete sebep olmuştu.
