binanız sağlamlık testlerinden sağlam çıktıysa, zemin etüdleri sağlam çıktıysa hissedebileceğiniz duygudur.
ama ne olursa olsun deprem anında o elektriklerin kesilip, kapkaranlık olduğu, sağdan soldan dökülen bardağın, çanağın, kitapların çıkardıkları ses ile depremin o kendi uğultusu bir araya geldiği, çok dışarıda yıkılan binaların gümbürtüsü ve insanların çığlıklarının yükseldiği an kim olsa korkudan altına s.çar, hiç öyle "ben korkmam" deyip gereksiz artistlik yapmayın bence.
hele istanbul'da oturup da, "bizim bina ve zemin sağlam" diyenler var. bu arkadaşlara istanbul'da beklenen olası depremin en iyi senaryoda bile aslında ne kadar kötü olacağını bir türlü anlatamıyorum. beklenen büyük istanbul depremi, biliminsanlarının ekseriyetinin belirttiği üzere 7 üzerinde bir şiddette olacağı düşünülmekte, bu depremde en iyi senaryoda evin yıkılmaz, depremde canlı olarak sokağa kaçarsın. ya sonrası? çıkan yangınlar? itfaiyeler, ambulanslar yıkılan evlerin kapattığı yolları aşıp yardıma gelebilecekler mi sanıyorsunuz? yardımlar size bir iki gün içinde yetiştirilebilecek mi sanıyorsunuz? asayiş sağlanabilecek mi sanıyorsunuz? arabama atlar, başka şehire kaçarım diyenler, yıkılan viyadükleri, bozulan yolları, dahası milyonlarca arabanın olduğu, sizin gibi şehirden kaçmak isteyen milyonlarca insanı, şehirdeki yakınlarına gitmeye çalışan insanların oluşturacağı trafiği uçarak mı geçeceksiniz? ortam mad max'e dönecek, millet bir parça ekmek için birbirinin g.tünü kesecek ve sen bu ortamda "zemin ve bina sağlamdı, canlı çıktık oh ne güzel" diyebilecek misin?