Din sömürüsünden yakınan Tunaya, Atatürk ilkelerinden ödün veren hükûmetleri sıkça eleştirmiştir. 1950'lerde "islam dininin devletin resmî dini" olması gereğinden söz eden milletvekillerine karşı çıkarak yanıtlar vermiştir. Türkiye'de laikliğin bütün saldırılara karşı yıkılmayan bir devrim ilkesi olduğunu ve devrim ilkelerinin Türkiye'nin kuruluş ve kurtuluş yolu olduğunu savunmuştur. Din propagandasına hemen hemen bütün siyasal iktidarların iltifat ettiklerinden yakınan Tunaya, oy toplamak için dini sömürme politikasının revaçta olduğu bir ülkede, laikliğin devrimci bir anlam kazanacağını yazmıştır.