ben bu aralar yeni iş yeri açmak üzereyim. mekanik perdeler üreterek türkiye'de ki zenginler listesine girmeyi hayal ediyorum. fakat öncelikle benden mal alacak bayiiliklere ihtiyacım var. ticaret aslında boş kunuşup karşınızdakinin kafasını bulandırmak değil mi? evet öyle, bildiniz. bende bunu yapmaya çalışıyorum. baba, anne, dayı, hala, yenge, hepsi zaten ticaretle uğraştığı için bizim aile toplantılarımızı gelinde görün. sırf cene ve giriş gelişme sonuç bölümü olmayan içinde hafif iltifatlar bulunan muhabbetler.
lafı uzatmayayım, bayiilikler oluşturmak için, dünyanın parasını verdiğim pazarlamacımla işyerlerini dolanıp ürün tanıtımı yapıyoruz. bu esnada ben o kadar yaratıcı olmaya çalışıyorum ki, orhan pamuk elimi öper desem yeridir. öyle hemen ağız burun kıvırmayan çünkü sizde aynısının tıpkısını yaparsınız. hiç tanımam etmem adamı ürünümü tanıttıktan sonra "olum arkadaşlara bir cay kap gel " diyen yeni bayii mi, yani parası olan bu şahsiyeti kırma gibi olasılığım yok. o günkü 25inci çayımı yudumlarken mutlu görünmem gerek ve bunun yanında konuşmamda gerek. tanımadığım bu şahsiyet hakkına söyleyeceğim herşey yalakalık mahiyetinde olmalı ki işyerim ayakta durabilsin. benim tercihim sizin buralar ne kdar güzel olmuş, çok gelişmiş buralar (ulen alsancağın nesi değişsin) veya bu iştede para kalmadı (otomobil galerisinde sarf ettiğim cümle), hacca gitmek çok ulvi bir şey, insan kendini daha başka hissediyor kesinlikle (bunu hacca gitmiş işyeri sahibine söyledim, sanki kırk kee hacıya gitmiş gibi.)
şimdi boş boş konuşmak böyle oluyor. eğer siz yazdıklarımı okuduysanız ne kadar boş konuştuğumu anlamışsınızdır. üstteki metin iyi bir boş konuşma örneğidir.