Cumhuriyetin siyasi manzarası ile Fenerbahçe'nin kulüp yapıları çarpıcı paralellikler göstermektedir.
Bu durum sosyolojik bir perspektiften daha derinlemesine analiz edilebilir. Ben bunu kısa ve yüzeysel tutacağım.
Fenerbahçe için Aziz Yıldırım neyse, Türkiye için de Recep Tayyip Erdoğan odur. Özellikle de bu ikisinin kendi mikrokozmosları içindeki konumları açısından.
Aziz Yıldırım, Erdoğan'ın Türkiye'yi yönettiği kadar uzun bir süre Fenerbahçe'yi yönetti. Burada onların çalışmaları hakkında değil, her iki durumda da var olan yapılar hakkında bir değerlendirme yapmak istiyorum. Her iki kişi de otoriter bir yönetim tarzı seçmiştir. Her ikisi de kendilerini güçlü adam olarak göstermiş, kolektiflerini demir yumrukla başarıya götürmeyi hedeflemişlerdir. En azından kendi görünüşleri böyleydi.
Aziz Yıldırım'ın gidişi ve onun şahsına yönelik muhalefet de Erdoğan'a yönelik muhalefetle karşılaştırılabilir. Erdoğan hala iktidarda olsa da, belediye başkanı Ekrem imamoğlu'nun seçimi bir paralel olarak kullanılabilir. Ali Koç ile birlikte Fenerbahçe yeni ve karizmatik bir kulüp başkanına sahip oldu. Sevinç ve coşku harikaydı. Yeni bir dönem başladı. Yirmi yıl sonra muhalefet istanbul'da iktidarı ele geçirdiğinde de durum aynıydı. Burada da onların çalışmalarını yargılamak istemiyorum.
Fenerbahçe kulübünün ve taraftarlarının Türk toplumuna çok benzediğini fark ettim sadece.
Şu anda zorunlu bir değerlendirme yapmam gerekse, toplum olarak kişi odaklı bir bakış açısı yerine sonuç odaklı bir bakış açısını benimsememizi tercih ederdim.
Çünkü hangi parti ya da isim iktidarda olursa olsun, zihniyet ve yapı değişmediği sürece 50 yıl sonra da aynı sorunlardan şikayet ediyor olacağız. 25 yıllık AKP iktidarından sonra 15 yıllık bir CHP iktidarı da muhtemelen aynı sonuca yol açacaktır, çünkü kitleler her zaman her şeyin olduğu gibi kalmasında ısrar etmektedir.
Ali Koç başarısız mı? Evet, öyle. Peki hâla koltukta mı? Evet.
Eğer Erdoğan seçimi kaybeder ve onun yerine çoğunluk CHP'ye yönelirse, bu çoğunluk CHP’nin başarısız olması halinde CHP'yi doğrudan görevden alacak mı? Ne düşünüyorsunuz? Bence hayır.
Ve sorun da burada yatıyor. Fenerbahçe = Türkiye.
Demokrasiyi tam anlamıyla yaşamıyoruz.
Ve açıkça vurgulamak için:
Bu durum AKP döneminden önce de Türkiye için geçerliydi. Bu partiyle ilgili değildir ve ideolojiden bağımsızdır. Ayrıca CHP liderliğinin, başarısızlığı ortada olmasına rağmen hala Kılıçdaroğlunda olduğunu da görebilirsiniz.
Israrcılıktan vaz geçelim. Değişim her zaman iyidir. Her daim. Herkes için geçerlidir. Her kurum için geçerlidir. Her parti için geçerlidir. iktidar için geçerlidir. Muhalefet için geçerlidir. Biat kültürünü bırakın.
