birisi şey yazmış ülkeye faydası olan insanlarla ne alıp veremediğiniz var. bakın ben 12 yıl liseye kadar okudum. üniyi 5 yıl açıköğretimden bitirdim. ve bu 12 yıllık örgün eğitimim boyunca benim denk geldiğim gerçekten işini seven, öğrencisini seven, öğrencisiyle ilgilenen, ayrımcılık yapmayan öğrencisine insan gibi muammele yapan, kaliteli öğretmen sayısı 2 ydi. ki gittiğim okullarda genelde müdür dahil en az 15 öğretmen vardı. ilkokulda çarpım tablosunu eksik ve çoğunu söyleyemediğim için okkalı bir tokat yemiştim. yarın tekrar söyletecem eğer düzgün ezberlemezsen iki tane patlatırım diye tehtit etmişti beni öğretmen olacak orspu evladı. tabi ben o korkuyla titreye titreye o gün akşam hepsini su gibi ezberlemiştim. ertesi gün kusursuz söyledim bütün tabloyu. ve ozaman sular seller gibi ezbere bildiğim çarpım tablosunu şuan neredeyse hiçbirini hatırlamıyorum. ve aynı öğretmen meslekdaş çocuklarına ayrı işci sınıfı çocuklarına ayrı tutum sağlıyordu. yani meslekdaş çocuklarına daha yakın işci, normal aile çocuklarına daha sert daha kaba davranıyordu. kitap takini deftere yazdıranmı dersin, ingilizce öğretmeniyim diye ingilizce bilmek zorunda değilim diyenmi dersin, tokatla tehtit edip zorla bişeyler ezberletmeye çalışan mı dersin(benim başıma geldi) saymakla bitmeyecek sorunlar işte. bakın ben her öğretmen kötüdür, hepsi aynı demiyorum. öğretmenlik kutsal bir meslektir. öğretmen topluma katkı sağlaması gereken meslektir. öğretmenin görevi toplumu eğitmektir. bu sistem böyle giderse öğretmene verilen değer tuvalet terliği kadar olmayacaktır.