bir örnekle açıklamak gerekirse. karanlık bir odada analog bir saatle uyumaya benzer. kafanızı yastığa koyduğunuz andan itibaren oluşan o sessizlik halinde saatin tik takları beyninizin içini kemirir. başlarda çok rahatsızlık verse de yinede ara ara uyumaya çalışırsınız. kimi zaman uykuya dalıp aniden tekrar uyanarak saatin sesini yine duymaya başlarsınız. o ses ara ara böyle kaybolur, gelir. sonunda bir bakarsınızki siz uyuyup dalmışsınız sabah olmuş bile. sabah kalktığınızda onun varlığı da, sesi de dikkatinizi çekmez. o gıcık ses günün olağan gürültüsüne boğulmuştur ve o nasıl geçicek diye düşündüğünüz gece çabucak geçmiştir.