Türkiye'nin Irak konusundaki görüşü meselenin tamamen barışçıl yollardan çözülmesine ilişkindi. Türkiye uluslararası hukuka uygun düşmeyen, bu anlamda kabul görmeyen her türlü harekete elinden geldiğince engel olmak ve karşı durmak niyetindeydi. Bu da BM'nin onaylamadığı her türlü kararın karşısında olduğu anlamına gelmekteydi. Bu süreçteki diyaloglarını da bu çerçeve etrafında oluşturmaya gayret göstermiştir. Türkiye Irak'ın BM ile işbirliği içerisinde olmasına ve bu sayede güç kullanılmaması için gerekli işbirliğini yapmaya çalışmıştır.
1 Mart tezkeresinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Irak konusundaki gelişmelerin barışçıl yollardan çözümü için elinden geleni yaptığı ve gerekli kuruluşlara durumun bildirildiğinden bahsedilmektedir. Irak'a ilişkin gelişmelerin değişik boyutlara ulaşmasıyla birlikte TBMM hükümete güvenliğin sağlanması amacıyla yetki vermiştir.
Bununla birlikte Türkiye'deki güvenlik riski için NATO'dan da yardım talep edilmiştir. Tezkerede gelinen noktanın Türkiye'nin güvenliğini ciddi anlamda tehdit eder görüldüğü belirtilmektedir. 1 Mart tezkeresinde bu gibi ayrıntılar verildikten sonra tezkerenin asıl amacına ve niteliğine dair açıklamalar yapılmıştır.
Türk silahlı kuvvetlerinin gerekli olduğu koşullarda yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı askeri personel ve tesisatın 6 ay süreyle Türkiye'de konuşlandırılmasına ilişkindir.
1 Mart tezkeresinin oylamasına 533 milletvekili katılmıştır. 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oy kullanılmıştır. Ancak anayasa gereği öngörülen salt çoğunluğa ulaşılamadığı için tezkere kabul edilmemiştir. Bu tezkerenin oylanması esnasında AKP kendi bünyesinden 97 fire vermiştir. Oylamaya bu bilgi ışığında bakılacak olursa 1 Mart tezkeresi insani yönden değerlendirilmiş ve gruplar içinde dahi fikir ayrılığına sebebiyet vermiştir. Ancak tezkerenin meclisten geçmesini engelleyen bu ayrılığın insani yönle değil de AKP'nin kendi içinde bulunan çıkar çatışmalarından kaynaklandığına dair görüşlerde bulunmaktadır.
1 Mart tezkeresi ABD açısından tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Washington Hükümeti hiç beklemediği bir sonuçla karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca bu sonuç hayal kırıklığının ötesinde ABD'nin çok ağır mali kayıplar vermesine de sebep olmuştur. ABD'nin uğradığı hayal kırıklığının bir diğer nedeni ise 1 Mart tezkeresinden önce meclise sunulan 6 Şubat tarihli Başbakanlık tezkeresidir. 6 Şubat 2003'te mecliste 759 sayılı karar olarak kabul edilen tezkerede gelişmeler ışığında Türkiye'deki askeri üs, tesis ve limanların gerekli olan bakım ve yenileştirilmesi amacıyla ABD askeri personelinin 3 ay süreyle Türkiye'de bulunmasına gerekli düzenlemeler eşliğinde izin verilmiştir. Tabi yaşanan 1 Mart sürecinin ardından Amerikan askerleri Türkiye'yi terk etmek durumunda kalmışlardır.
Ancak 1 Mart tezkeresinin sadece ABD için değil Türkiye içinde oldukça ağır sonuçları olmuştur. 4 Temmuz 2003 tarihinde yaşanan ve kayıtlara çuval hadisesi olarak geçen üzücü olay da bu sürecin bir parçası olarak algılanmış ve tezkereye misilleme olarak kabul edilmiştir. *