"hakikati görmekten korkmuyor musun; anlamaktan, anlamanın ateşiyle kavrulmaktan
korkmuyor musun?
dediğim zaman şu cevabı vermişti:
— anlamamaktan korkuyorum! anlayamamanın acısını çekiyorum!
« Istırabımı görmeyen körün yüzüne tükürmek istiyorum!»
diyen fransız şairi ne kadar haklıydı.
benim, içinde yaşadığım ruh iklimine göre, mustafa şekip,
kızgın çöllerin devesine nispetle buz dağlarının kutup ayısını yaşatıyor; ve idraksizlik içindeki
üstün idraki, korkunç bir ahmaklık aczi halinde ortaya döküyordu.
ona sordum:
— sen öldükten sonra senden ne kalacak?..
bir köşede pinekleyen, nasırlı ve çarpık ayakları-şeklini almış iskarpinlerini gösterdi:
— bunlar kalacak!..
ne kadar yalnızız, ne kadar yalnızız!.. (paskal)ın dediği gibi:
« yapayalnız ölürüz!»