sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

entry25234 galeri video48 ses35
    22441.
  1. rahatsızım bugün. kardeşim çağırdı arkadaşlarıyla yemek yapacaklarmış, evdelermiş; "sen de gelsene" dedi, dedim: "gelmeyeyim gribim sanırım bulaştırmayayım." bir saat sonra bana yaptıkları yemekten getirdi. o kadar yolu geldi... arkadaşlarını sevgilisini bırakıp abisine yemek getirdi. makarnaya bayılırım. makarna yapmışlar. acaba böyle bir kardeşi hak edecek ne yaptım? ne gibi bir iyilik yaptım da böyle eşsiz bir kardeşe sahibim. bir ödül resmen. resmen bir ödül. yemek yapacak halde değilim açıkçası. çok açtım ama üşendim biraz. yataktayım ve kendime gelmeye çalışıyorum. inanılmaz bir sırt ağrısı. inanılmaz bir göğüs ağrısı. inanılmaz bir boğaz ağrısı. dört beş ilaç içtim geceden beri. biraz faydası oldu. parol beni mahvediyor. çok ağır geliyor ama ağrımı hafifletti. fakat yavaşlattı sanki beni. iyi ki sözlük var. biraz olsun kafam dağılabiliyor. saçlarım birbirine girmiş durumda. tepede topladım. kafamın üzerinde bir küçük kafa daha var. o topuz bile sanki 10 kilo. makasla göz göze geliyorum bazen. "keseyim mi seni?" diyorum, "kesme" diyor.

    uyanıyorum ve mesai başlıyor; gülüşü, sesi, elleri, gözleri, boynu, sakalları, yürüyüşü her şeyi belli aralıklarla aklımda en muhteşem halleriyle canlanıyor. hayatımda ilk defa bu kadar şüphesiz yaklaşıyorum birine. dev aşık oldum. sıfır şüphe. sıfır tedirginlik. sıfır korku. gördüğüm günden beri tek gündemim, istediğim tek şey o oldu. o kadar beklenmedik bir anda çarpıldım ki; birinin bana baktığını hissettim, ısrarcı bir bakış, o tarafa doğru baktım ve bitti. her şey, bambaşka bir hale büründü. o günden sonra, hayatımda daha önce hiç görmediğim bu adamla neredeyse her gün, birkaç küçük istisna dışında her gün, yolda, orada burada, her yerde karşılaştım. dünya nüfusu ikiye indi. cumartesi ve pazarları zehir gibi geçiyor; anlamsız, boş, boşuna. pazar akşamıysa yarın onu görecek olmanın heyecanı başlıyor. bir koca hafta daha. ama aslında beş kısacık gün. asla yetmiyor. gülüşü hakikaten mahvetti beni. yerle bir oldum. o ağzı, dişleri, dudakları bütünüyle içime almak onu yemek istiyorum. 15 aralıkta ona doğru küçük bir hamle yaptım; anında karşılık buldu, zaten anladığım biçok şey netleşti, yılı bitirdim o an. eve uçarak döndüm. yüzümde dev bir sırıtışla. huzurla uyudum. ayaklarım yere değmedi yol boyunca. kalbim duracak gibi oldu. daha mutlu bir gün olamazdı benim için. kapı çaldığında sanki o gelmiş gibi açıyorum. delirmiş vaziyetteyim. her an bana bakıyormuş gibi geliyor. her nesneyle aramda onun şeffaf görüntüsü var artık; önce onu sonra ardındakini görüyorum. her an buradaymış gibi. onu gördüğüm ilk an aklımdan gitmiyor. o kadar ateşli, o kadar sakin, o kadar emindi ki. öyle garip bir duruş. çok kaygısız. çok endişesiz. allahım hakikaten bu kadar güzel bir şey hiç görmedim. şu kafadaydım o ana kadar; "hayatım bundan sonra böyle, bu rutinde geçecek, cezam bu, sadece başarmak için yaşayacağım diğer bütün duygular fazla enerji tüketmeme neden oluyor, zaten aşk meşk işlerinde iyi değilim zorlamaya gerek yok, her şey kontrolüm altında, istediğim gibi gidiyor ve hepsi bu. daha ne olsun?" onu gördüğüm günün akşamı, yeniden doğmuş gibiydim. göğsümde bir ferahlık. bir garip rahatlık. her şey değişti. her şey. yemin ediyorum sanki asırlardır onu bekliyormuşum gibi hissettim görünce. uzak duramayacak gibi hissettim. kaçacak bir yerim kalmamış gibi. birkaç gün ortadan kayboldu, nefesim kesildi; "gitti" dedim, "kaybettim onu. zaten daha önce hiç görmemiştim, buraya belli bir süreliğine geldi sanırım, işi bitince gitti." ben de birkaç gün ortadan kayboldum o kederle. ama nasılım. yemin ederim kahroluyorum. gözlerim doluyor sürekli. hiçbir şeyini bilmiyorum. kimseye de soramam. bir imajım var. sorsam anlaşılır. öldüm. yemin ediyorum öldüm. evden yürüttüm işleri, geri geldiğimde, geri döndüğümde, ofisin önünde bekledim öylece, geldi, etrafımda beş altı tur attı, yürüdü, durdu, geri döndü, bir köşede bekledi, sonra durdu, kaldırımda durdu, ve önümde durdu, yürüdü, içeri girdim gitti. yine yüzü kızardı. o günden sonra başka bir şeye dönüştü aradaki gariplik. bu kadar kısa bir sürede, eylül'den beri görüyorum en fazla, böyle garip bir bağlılık hiç hissetmedim; sanki artık onsuz olamazmış gibi hissediyorum. hayatımın her anında olmalıymış gibi. öyle güzel gülümsüyor ki, yemin ediyorum hayatım boyunca onu güldürmeye adayabilirim kendimi. hem çok erkeksi, hem çok çocuksu, hem ciddi. sabahın köründe uyanıp mesaisinin başlamasını bekliyorum. mesaisi sekizde başlıyor. dört otuzda ayaktayım. ortadan kaybolduğu günlerden sonra geri geldiğinde imajı değişmişti, saçları, kıyafetleri, daha da yakışıklı olmuştu. geçen gün, ofise girerken, öğlen gibi, gözlerim onu aradı yine, ortalıkta yok sandım, köşede arabanın içinde oturuyordu, bana bakıyordu. gözlerimin onu aradığını fark etti. az daha selam verecektim. ürktüm. içeri girdim hemen. o da gitti. o kadar çok şey oldu ki; yemin ediyorum sözsüz bir iletişim var aramızda. kaç defa yakaladım, kaç defa gördüm, kaç defa denk geldim. 15 aralık, kesinlikle yanılmadığımın kanıtı bir gündü.

    yıl bitiyor. hafiften mağazalar yılbaşına hazırlığa başladılar. çok güzel süslemişler vitrinleri. ışıl ışıl her yer. vitrin dizaynı konusunda hakikaten çok iyileşti türkiye'de bir şeyler. çok iyi örneklerini görüyorum. akşamüstüyle o ışıklar birleşince başka bir şey, başka bir hal alıyor kent. başka bir şeye dönüşüyor. bir vitrin kadar kendi amacını sahiplenen başka bir şey var mıdır? bir vitrin sadece vitrin olmaklığıyla vardır. başka bir şeye müsaade bile etmez gibi.

    2022 nasıl geçti, nasıl başladı nasıl bitti anlamak zor. pandemiden beri zaman algımız bi türlü düzelemedi sanki. her şey daha da hızlandı gibi. hapşırdım. bu; "iyileşme başladı" demek.

    2023'e onunla girmek isterdim; bu mümkün gibi görünmüyor. benim planlarım var ve daha tanışmadık resmen, ama keşke bir şey olsa, bir küçük mucize, tanışsak, birlikte girsek yeni yıla. bu masallarda olur. peki bir masalı yaşamaya neden layık değiliz ki? neden olmasın? çok özlüyorum onu. görmediğim her an özlüyorum. cumartesi ve pazarlardan nefret ediyorum. biten günlerden de.
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük