1983 yılında girne de konuşlu Kızılay çocuk kampıNa gitmiştim 15 günlüğüne..tabi o dönem yokluk diz boyu Türkiye de babanın bile karne ile alındığı yıllar. Kıbrıs ta Türkiye de olmayan bir sürü şey var...babama el radyosu, anneme fotoğraf albümü almıştım..ablama ne alsam diye düşünüp bir şey bulamamıştım da toka almıştım. Barış hareketinin üzerinden sadece 9 yıl geçmiş. Hala savaşın izleri tazeydi..Maraş bölgesi etkileyiciydi..dik bir yamaca çıkan tankı gördük. Hani şu fizik kurallarını hiçe sayan tankı. Tankın asker şöförüne bunu nasıl yaptın? Diye sorduklarında tank şöförü o anı tekrar yaşatın bana yine yaparım cevabını vermiş. ayrıca Rum komitacılar tarafında banyoda küvetin içinde katledilen Tabib binbaşı Nihat ilhan ın ailesinin evi müze halindeydi. Bizi de gezdirmişlerdi o evi. Vahşetin fotoğrafları...Banyonun duvarlarındaki ve tavandaki kan izleri...hezeyanım oldu. Neden körpe dimağlara bunu yaptılar ki? Yine de güzeldi Kıbrıs. kampın son gecesi bizden yaşça büyük abiler biz küçük bebeleri uykumuzdayken her yerimizi gazlı kalemle boyamışlar..boyaları çıkarana kadar mahvolmuştuk. Hatta eve yarı boyalı yüzlerle dönmek durumunda kalmıştık.. Güzel bir anı oldu benim için.