bir dini topluluğa göre, gereğinden fazla paraya, ticari ve siyasi güce sahip, "olmasın" demediğimiz ama "nasıl oluyorda oluyor?" sorusuna cevap beklediğimiz cemaattir. bodoslama eleştiri mantığı yürütmeden bir kaç samimi soru sormak istiyorum. f. gülen türkiyede azımsanamayacak kadar kalabalık bir kitlenin kanaat önderi olarak gördüğü bir kimseidir. ( ki bu kitlenin arasında cem karaca, bülent ecevit, tayyip erdoğan ve aklınıza gelebilecek bir o kadar önemli isim de bulunmaktadır). peki bu kadar kişinin güvenini kazanmak kolaymıdır. bu güven bazı sorulara cevap vermek, bu soruları soranlarla muhattap olmak sorumluluklarını getirmez mi? bugün hala neden amerikada yaşadığının cevabını kimse tam olarak verememektedir. tabiki "sana ne" denilebilir, ama bahsettiğim nedenlerden dolayı ülkemizdeki insanları aydınlatmak artık birilerinin boynunun borcu olmuştur.
nur cemaati bu kadar parayı nasıl elde etmiştir. siyasi rant sağlamdan, haksız kazanç elde etmeden bu paraların nasıl kazanılabiliceğini anlamak isterim, biliyoruzki bu coğrafyada nur cemaatinden çok daha eski cemaatler çok daha tutucu ve kendi içinde milliyetçi bir anlayışla hareketlerini sürdürmelerine rağmen bu paraların yanında bahsi bile geçmeyecek paralarla devamlılığını sağlamaya çalışmaktadırlar. cevabınız "rızık allahtandır" ise onlar da irşad için, islamiyet için, varolduklarını düşünmüşlerdi. bunun için savaş vermişlerdi. allah onları tasviye ederek yerine nur cemaatinimi kadrolaştırdı ?
önceleri, cemaatin işleyişiyle şimdiki işleyiş arasındaki inanılmaz farklara da değinelim; ailemin muhafazakar olmasından dolayı bir süre isteksiz daha sonraları şevkle içlerinde bulunduğum, temizliğine ve saflığına inandığım abilerimin o günlerde bizlere verdikleri kitapları gazetelerle saklayarak götürürdük evimize, insanlara ulaşmak o kadar zordu ki o yıllarda korkarak, tedirgin bir şekilde insanlarla diyalog kurabilirdik ancak. ve bilgi paylaşımının verdiği o doyumsuz tad (paylaştığımız bilgilerin şu an doğru olmadığını düşünsemde ) hala damağımdadır. peki o dönem abilerinin cefakarlıkları yeni dönemde gelen siyasi, ekonomik toplumsal güçle ne şekle girmiştir, tanık olduğum birkaç örnekle anlatmaya çalışayım. o ak sakallı esnaf abilerimiz yanlızca belli koşulları yerine getiren insanlara burs verir oldular. yine o nur yüzlü abilerimiz öğrenci evlerinde, sigara içtiği için rest çekebilir hale geldiler çaresiz öğrencilere. yurtlarında kalabilmek için size verilen öğrencilerle ilgilenmeniz gerekiyordu. dershane indirimi kazanabilmek için sınav başarınız değil ailenizin zaman gazetesine abone olması vb.. özellikler aranıyordu son dönemde.
yine cemaatin tepe kadrosuna değinelim; bugün türkiye gündemini oluşturan her konuda yerli yersiz haber olan f.gülen neden çıkıp hiçbir açıklama yapma gereği hissetmiyor kendisinde. kitlelerin güvenini kazanmış bir insanın kendisiyle ilgili doğru veya yanlış ama gayet ciddiye alınması gereken iddialara cevap vermesi, halkına, ülkesine bir borç değilmidir.
sonuç olarak söylemek istediğim; insanların kapalı kapılar ardında ne pazarlıklar yaptıklarını, sizden uzaktayken neleri planladığını, samimiyetini, iyiliğini, kötülüğünü, bilinçli yada bilinçsiz kötülüğe alet olup olmadığını bilemeyiz ancak öğrenmek için attığımız her adımın boşa olduğunu görmek insanları kutuplaşmaya itecektir. bu nedenle f.gülen savunucularının bir an için susmasını ve f.gülenin kendi hakkındaki iddialara cevap vermesini diliyorum...
(bkz: amerikanyada ulu sözlük varmı)