değişik teknikler varmış bilmiyordum.
ta yıllar önce önce müdavim olarak gidip sonra ortamına kendimi kaptırıp yardım mardım derken sonrasında ocakçılık yapmış birisi olarak:
demliğinin çay ayarını bilmek lazım.
demliğe çayı koyup sıcak suyu neredeyse kapağa bir iki parmak kalana kadar koyardık.
sonrasında o demliği küçük ocakta kısık ateşte bırakırdık. demlik kaynamaya yakın, demlik içindeki çay üstte toplanır, topaklanır... kaynamaya çok az kala yükselir ve kapağı bile oynatacak hale geldiğinde ocağı söndürürdük. (kaynarsa acır)
o haliyle yerine koyardık demliği.
o tepeye toplanmış çay... çok yavaş aşağı geri çökmeye başlar. insan zamanla onun süresini de aklına yazıyo alışkanlıktan... neyse...
arada kapağı açıp çayın çöküp çökmediğine bakardık.
çökmüşse hiç tereddütsüz evet demini almıştır. vaktidir.
hatta çöküp çökmediğinden tam emin olmak için, acemiysen demliği kaldırdığında çok hafifçe sallarsın... yüzeydeki de çöküyorsa o da olumlu, ideal olmasada.
bu mekan on yıllardır oradaydı koca bornovada herkes orada çay içmeye gelirdi çayı güzel diye.
bu kadar da net bir şey yazdım... aklınızda olsun.