Çayın harareti aldığını ilk söyleyen hıyarağasını bulup, temmuz sıcağında ekmek yapılan taş fırının birine zorla sokup, dayayacaksın bir çaydanlık dolusu çayı. Sonra hararetten bahsedecek mi bakalım, dürzü herif. Çay içmek için en iyi vakit sevdiklerinle yaptığın gece sohbetleridir. Bu arada ben fırıncı değilim; fırın gibi sıcak bir yerde de çalışmıyorum. Sadece sadist bir fantazi olsun diye fırın örneğini verdim :-).
Not: Yazdığım şeylerin Hans arkadaşla ilgisi yoktur. Bu yazıdaki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür :-).