diktatör nickiyle özgürlük hakkında ahkam kesenlerin sözde aydınlıklarından tiksinmiş, eğer aydınlık buysa, sonsuza dek karanlığa mahkum yaşarım manifestosunu benimsemiş, çarpık düşüncelerini benimsemediği faşistler tarafından yobaz olarak nitelendirilmiş insandır.
kendini aydınlanmış sayanların halkı hakir görmesinden kaynaklanan bir durumun sonucunda bu gibi düşünce salgıları ezelden beri ortalığı pisletmiştir. rağbet görmeyen sözde aydın kesime göre halk her zaman cahildir. sözde halkçı olan bu kişiler halkı sadece mevkilere tırmanabilecekleri bir merdiven olarak gördüklerinden, arada bir çıkıp sosyal tespitte bulunur, halkı kurtarmaya çalışırlar. lakin halk bunların ne kadar beş para etmez olduklarının bilincindedir ve gerkli yerde yani sandıkta cevabını verir.
halk aydınlatılmak isteniyorsa, önce halka saygı duymayı öğrenmek gerekir. halkın tercihlerinin kişisel menfaatlerden üstün olduğu bilinmelidir. sosyalist jargonuyla konuşanların "sosyal" kavramını öğrenmeleri muhakkak ki şarttır.
aydınlık diye halka sunulan, halkın geleneklerine, inançlarına, umutlarına, hayatlarına, geleceklerine küfür ise, halk bunun cevabını en güzel şekilde verir.
türkiye'de halkçı olduğunu iddia edip te, halkı kesinlikle umursamayan, tek dertleri keni sınıf ayrıcalıkları olan kesim ne tesadüftür ki bir kere haricinde hiç bir zaman oy ile iktidar olamamıştır. o bir kere de tek parti olarak seçime girdikleri zamandı*.
halkı yobaz, cahil olarak etiketlemek sadece bunu yapanların aslında ne kadar karanlık olduğunu gösterir. halk her zaman aydınlığını kendi yaratmıştır, eğer yine gerekiyorsa, yine bu halkın içinden çıkacak kıvılcım aydınlığı sağlayacaktır.