güz sancısı

entry69 galeri
    16.
  1. aslında hangi film anlatabilir, hangi kitap yazabilir, hangi dil konusabilir ki o acıyı,o felaketi o utancı... kac elenanın ölüme hiç yakısmayan gözlerinin ferinin sönmesini izleyerek anlayabilir ki insan cehaletin, ırkcılıgın dehsetini? kac tane elena elinde bebekleriyle sokak kenarlarında yatıcak? kac hrant dink arkasından 3 kursunla vurulmus kan gölünün içinde üstünede taslarla tutturulmus gazetelerle yatıcak? gazeteler bile onun heybetli omuzlarını kapayamazken biz onun o heybetli kardeslik sözlerinin üstünü nasıl kapatıcaz?? 6-7 eylüle okadar actı ki türk gencligi, türkiye bu film okadar hafif geldi... ama güz sancısı yinede, fatih aksoyun; kafası bizim genciligin s.kise calısır tüm filmlerde g.t acmalıyım felsefesinin zıttına türk gencligine kafalarını calıstırmasını hatırlatıyor.
    beren saat tek kelimeyle mükemmeldi. allahım o nasıl güzel bir aksandır. ne tatlı bir kız cocugudur. sahaneydi. tek kelimeyle. ama göğüsleri silikon bence süpheliyim.

    --spoiler--
    okan yalabık'ın o götürülme sahnesini alıp kodak theatre'da göstermek istiyorum örnek olsun sana clint, leo; sana da bu sözüm her filmde ölmeyi biliyon tospaha demek istiyorum.
    --spoiler--

    --spoiler--
    ancak film bu kadar biz ac kalmısken bukadar da elinde saglamki saglam- dünya tarihinin en utanc verici olaylarından biri- belgeleri varken kalkıp kılıbık behceti izletti ya gercekten kınadım. tamam elena on numara ama rum halkını sadece bir rum fahise ve babaannesi temsil ediyor. bence bir kac rum vede ermeninin hikayesi olmalıydı cünkü sn sahnelerde rum bir esnafın ve oglunun konusmasını duyunca bile cok hosuma gitti. ayrıca ülkücüleri asırı sagcıları sankı gazlanmıs bir grup atesli cahil olarak anlatmıslar. olmadı. daha fazlasıydı yaptıkları daha fazlasıydı. filmlere sıgamıyacak kadar da serefsizce hoyratcaydı... tomris hanım kesinlikle bu hikayeleri daha fazla harmanlayabilirdi. hiç olmazsa bana sorsaydı sevgilimin babasının; nasılda sokaklarda annesini aradıgını kuyumcularındaki herşeyi kaybeden babasının kalp krizi gecirdigini ve evlenince ermeni oldugu için sevgilimin annesi tarafından oglunun gösterilmedigini sevgilimin hala dedesinin soyadında olup babasından nefret edicek derecede utandıgını anlatırdım.. ah tomris hanim ah inanın rumların yasadıgı sadece elenanın yasadıgı degildi sanki elena devletin büyükleriyle yattıgı için daha bir nefret edilen rum olmustu. yok böyle bişey tüm rum ve ermenilerden esit derecede nefret ediliyodu.. filmin sonunda gercek verilere ve olaylara dayanan bir yazı olabilirdi kısa bir sekilde cünkü gidenin genel kültürüne bırakılmıs gibiydi. oysaki 5000 rum ermeni evi dükkanı 80 klise yagmalandı. 110.000 e yakın rum nufus 2.500 e kadar düstü denebilirdi madem bunu filmde anlatmayı beceremedin ehh ozaman bunu koy da en azından türk gencligi biraz oturdugu koltuktan dogrulsun.
    --spoiler--

    neticede güz sancısı bizim bilincimizi acan bir filmdir. ama daha iyileri gelmelidir. daha anlatılması gerekir. bir daha asla gelemeyecek olan rum pastacı yorgi amcalarımıza, ermeni sarraf naria teyzelere, terzi rum göbekli dimitri dedemize, elena'ya.. sant'a...sara'ya..agop'a...hrant'a... hepsinin sınırsız dostluguna sıgınarak özledigimiz tüm dostlarımıza... sehirlerini; istanbullarını özleyerek ölen tüm rumlara..ermenilere..binlerce kez özürle..
    3 ...