Türkiye’de hiç kimse gardrop Atatürkçüsü kadar Atatürkçülüğe zarar vermedi. Hiç kimse gardrop Atatürkçüsü kadar devrimleri kemiremedi. Hiç kimse Türkiye’nin çağdaş medeniyet seviyesine erişmek çabasını gardrop Atatürkçüsü kadar baltalayamadı.
Kafası boş, üslupkar, olumlu düşünceden yoksun beyzade, kalemiyle fikirlerin ancak kabuğunu tırmalayan kültürsüz yaratık.
Halk düşmanı, Osmanlı tenpersti, çalışmadan yaşayan asalak, imtiyazlı dalkavuk, Batı’nın penceresinde maymun, komprador hizmetçisi kalem…
ingiliz kumaşında, Fransız kravatında, iskoçya viskisinde, italyan şapkasında, Batı medeniyetini başlatıp bitiren zavallı.
Bir gardrobun eni boyu ve yüksekliğinde dünyası çizilen entelektüel…
Halkı hor gören, Batı’nın üstünlüğüne körü körüne inanan.
Amerikan zencisine, Amerikan beyazından düşman, Batı’nın üstünlüğüne Batı’dan fazla inanan, Kongoluya Belçikalıdan daha hırslı, Çinliden korkan, Cezayir’e kin duyan, Nasır’a ingilizden fazla diş bileyen…
Batı toplumunu tenkit ve tahlil eden çağdaş düşünceyi ve akımları küfür sayan…
Atatürk’ün milli kurtuluş savaşını, Amerikan kapitalizmine, emperyalizmine satmakta mezat memuru…
Son yılların olayları iyice ortaya çıkıyor ki, Atatürk’ün bağımsızlık ve kurtuluş hareketini yabancılarla ortak çıkarlarla eritenlerin başında gardrop Atatürkçüleri gelmektedir. Bunların menfaatleri uğruna yapmayacakları hiçbir şey yoktur. Çünkü onlar gerçekte Atatürkçü değil, Osmanlı tenperestidirler. Atatürk’ün bükülmez iradesi altına girip hizmet görmeyi hiçbir zaman için çıkarlarına uygun bulmamışlardır. Batılılaşma sandıkları hareket, yüzde yüz kompradorların Batılılaşma anlayışlarına uygundur.
Halk bir yanda horlanacak, sefalet içinde yüzecek, aşağılık görülecek, bir azınlığın iktisadi çıkarları için kullanılacaktır.
Öte yanda bir mutlu azınlık Batılı maymunluğunda ve refah içinde yaşayacaktır. Caz ile dans ederek, açık saçık elbise giyerek, şapkanın envaını deneyerek, Batı’nın muhafazakar akımlarını temsil eden eserleri tiyatrolarda oynayarak.