17 ağustos 1999 depremi olmuş.
aklı başında insanlar bu şiddet ve yıkımda bir depremin mutlaka istanbul'u vuracağını tartışıyor. tc nin bırakın mali ekonomik yapısını egemenlik ve hükümranlık haklarını bile sarsacak sonuçlara neden olacak bu deprem için önlem alınması gerekliliğini konuşuyor.
örn: devletin ödediği her 100 lira emekli aylığının 40 lirasını tek başına sağlayan, bütçe de ayrılan sosyal güvenlik sağlık vb giderlere en çok katma değer vergi geliri sağlayan istanbul'un deprem ile (bir de afet bölgesi ilan edilmesiyle vs teknik konulara girmeye gerek yok) 3-4 yıl atıl olmasını devletin kaldıramayacağı konuşuluyor.
örn: acil olarak yıkılması gereken ve yeniden yapılması gereken kamu binaları; hastane hapishane karakol askeri kışlaların itfaiye yanı sıra kamu personeli asker polis sağlık personeli arama kurtarma ekiplerinin evleri lojmanları da 1. öncelik olarak depreme dayanıklı değilse yıkılıp yeniden yapılmalı.
öyle ya...
deprem olmuş ve çökmüş iletişim altyapı düşünülürse evinde olmayan görev yerinde olan arama kurtarma ekibinde görevli olan kişiler, doktor polis asker itfaiye eşinin çocuğunu mu bırakıp göreve çıkacak. evinde olsa bina kafasına yıkılsa ailesini enkaz da bırakıp, ailesi yaralanmamış olsa bile yağma için gelecek suriyeli afgan başta olmak üzere ne idüğü belirsiz malum millet ırklarlardan olanların insafına mı ailesini bırakacak? bunun iççin öncelik listesinde kamu personeli ve arama kurtarma ekiplerinin ailelerinin oturduğu evlerin depreme dayanıklı hale getirilmesi vardı.
neyse, böyle yüzlerce felaket senaryosu altında (bunları bu tartışmaları raporları okumuş biri olarak) 1999 yılında istanbul'u imar edelim, yıkılacakları yıkıp yeniden yapalım diyen insanlar kaynak olarak 50 milyar dolar hesap edilmişti.
128 milyar dolar tartışmalarına girmeye gerek yok ama devlet 1999 dan beri trilyonlarca dolar vergi topladı.
bu paralarla ne yaptı?
yol yaptı, hava alanı yaptı, köprü yaptı, hastane yaptı demeyin ki; bunlar devlet bütçesi vergilerimizle yapılmadı.
hoş, yapılan yeni yapıların güvenliği de tartışılır.