ne kadar şımarıkça olsa bile dileklerini yerine getirmek için uğraşıp didinen, ömrünün son demlerinde dahi senin için birkaç kuruş kenarı atan, sonsuz merhametiyle tanıdığın kadının hayattan göçmesidir. ondan geriye hayatının en sığınılacak hatıraları kalır; bir de düşündükçe göz pınarlarında biriken yaş ve buna rağmen dudaklarında beliren hafif tebessüm. o son nefesini verdiğinde bir kez daha dönüp bakarsın geçmişe, çocukluğundan beri anne ve babandan başka elini tutan en sıcak elin o olduğunu anlarsın. zaten yaptıkların, onun sendeki emeği karşısında bir hiçtir ya; yine de fark edersin, ne yapsan onun hakkını ödeyemeyecek olduğunu. onu, onun sana öğrettiği dualarla bu dünyadan uğurlamanın huzurlu burukluğunu yaşarsın. ve kendini teskin edecek gücü ancak, onun "ben ölünce üzülmeyeceksiniz" sözünü anımsadığında bulursun. onun ölmüş olduğu gerçeği, hayatının en acı ama en idrak edilemeyen gerçeklerinden birisi olarak kalır.