dün gece tren 17:18'de kalktı gardan. bir yolcuyu diğerinden parlayan yeşil gözleri ayırıyordu. geride kalan yılları sorguluyor gibiydi içinde. hatıralar aklına geldikçe gözyaşlarını tutamaktan korkuyordu sanki. adı hakan idi gencadamın. 20-25 yaşlarında olsa gerekti ama 50 yaş olgunluğuyla bakıyordu pencereden, karla kaplı şeker pancarı tarlalarına. hayalleriyle birlikte yavaş yavaş gözkapakları ağırlaşıyordu. uyumak istiyordu, düşünmemek istiyordu geçmişte ona acı veren şeyleri. sürekli uyanıyordu. trenin camından ışığın yansımasıyla beraber arka koltukta oturan kız dikkatini çekmişti. hayatına bir dönem büyük anlamlar yüklemiş sevgilisine çok benziyordu. o da ona bakıyordu yansıyan camdan. hemen kafasını çevirdi, inanmak istemedi buna. "olsa olsa bu bir rüya olabilir" diye düşündü. dikkatlice baktı, sadece bir benzerlikten ibaretti. içi acımıştı, avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu ama sesinin karanlıkta kaybolmasından korkuyordu. gençadamın karmaşık duyguları ve sarsıcı bir yolculuğun ardından istasyona yanaşmıştı tren. heyecanla toparlandı. trenin hafif tozlu koridorundan yürüyerek, kapıya doğru yöneldi. bir an duraksadı camdan yolcuları karşılamak için gelmiş insanları gördü. o an bir kere daha yıkılmıştı. çünkü onu karşılayacak hiçkimse yoktu. koca istasyonun ortasında minicik kalmaktan korktu. derin bir nefes aldı, indi trenin basamaklarını yavaş adımlarla. gardan çıkmak üzereydi ki küçük bir kız çocuğu gözüne çarptı. annesinin elinden tutmuş, sapsarı saçları ve yeşil gözleriyle ona bakıyordu. hayalini kurduğu bir şey olduğunun farkına vardı o an. garın kapısından çıktı, eve doğru yürümeye başladı. yeniden çocuk olmak istiyordu belki de. apartmanın kapısından girdi, asansöre bindi. asansördeki aynadan baktı kendine. cebinden anahtarını çıkardı ve kapıya doğru uzattı elini kilidi açmak için. o anda bir ses duydu ve kapı açıldı. küçük bir çocuk açtı kapıyı. şoka girdi ve tir tir titriyordu. çantasından bir fotoğraf çıkardı ve baktı soğukkanlılıkla. adını sordu küçük çocuğun. çocuk "hakan" dedi sesi titreyerek. *