kimse kusura bakmasın ama bu yavşaklar eve döndüklerinde evde bekleyen çöplerini de yaşadıkları sokağın ortasına atmaktadırlar. bu barzoları alıp konteynır nedir ne işe yarar eğitimi verilmesi şart. bir iki derste öğrenecek zekaları yok o yüzden bir iki ay uğraşmak lazım ama gerekirse döve döve öğreteceksin çöp çöp kutusuna atılır..
konuşunca ırkçı diyorlar varsın desinler. 40 senedir aynı semtte oturuyorum. evim sahile 2 dakika yürüme mesafesinde. bundan 10 sene öncesine kadar sahilin anasını belleyenler ekseriyet ile zeytinburnunda ikamet eden doğudan istanbula göçen vatandaşlar idi. yaz aylarında 3-4 ay boyunca pazar akşamları o eskiden yemyeşil olan sahil çöp deryasına dönerdi. son 10 senedir bu görevi "savaş mağduru" olarak ülkeye gelenler devraldı. şu anda 10 sene öncesindekinden 5 kat 10 kat daha fazla çöp bırakılır oldu sahile. şu anda 10 sene öncesini arar olduk. poşetler plastik şişeler çekirdek kabukları köz halindeki mangal kömürleri karpuz kabukları hatta çocuklarının b.klu bezlerini bile zerre utanmadan sıkılmadan öylece bırakıyorlar çimlerin üzerine.. yemin ederim insanın midesi bulanıyor öfkeden deliye dönüyor. ulan hayvan diye aşağı gördüğünüz kedi köpek bile yediği şeyin artığını böyle etrafa saçmaz. aklı yok dediğiniz kedi bile pislediği zaman üzerini örter. bunlar nasıl canlılar ki yiyip içtikleri şeyi 1-2 poşete doldurup 10-15 metre ileride duran konteynıra atmaktan aciz şerefsizler..
ne yani onların arasında türkler yok mu diyenler olabilir. mutlaka var ancak 10 tanesinden 8 i saydığım topluluktan. kalan 2 tanesi türk ise onların 1 tanesi en azından çöpünü toplayıp ortalıkta bırakmayacak insani değerlere sahip. belki tamamen refleks olarak yapıyorlar içlerinden gelmiyor ama o bile kafi. içinden gelmesin refleks olarak yapsın o reflekse sahip olabilecek kadar insan olsun. yazdıklarım ağır geliyorsa bir pazar akşamı buyrun yenikapı-ataköy arası sahili gezdireyim size. gördükten sonra az bile yazmışsın demezseniz gelin yüzümüze tükürün.
