tek kale tarzında, c. kazım ile mehmet topuz'un maçı olarak yorumlayabiliriz..
mehmet topuz, kalitesini ortayA koymuş bir futbolcudur, lakin takımı kayserispor'dur, hani türkiye'de fenerbahçe'nin potansiyeli kayseri tayfasına göre fazladır, sonuçta önplana topuz değil kazım çıkar muhtemelen, hatta o türkçe konuşmayı bilmeyen ELEMAN milli takımda bile oynadı fenerbahçe lobisi etkisiyle..
m. topuz dan daha silik olmasına rağmen..
sebebi, takım farkıdır.. futbolcunun adı takımın arka planında kalmıştır..
bu maçta da durum böyledir, kılıçdaroğlu chp potansiyeli ile bir yerlere gelmemiş, kendi çabalarıyla ortaya koyduğu yolsuzluklarla adını duyurmuştur, yani bildiğin mehmet topuz dur..
topbaş ise, adını ilk defa adaylığında duyduğum bir kişi, tamamiyle parti potansiyeli ile geldiği makamda,
az çok birşeyler yapmaya çalışıyor gibime geliyor, kazım gibi..
durum böyledir, akp kitleleri ile zafere koşma ihtimali yüksek olan topbaş'ın,
kılıçdaroğlu'na göre çok daha iyi bir yönetici olduğunu seçim sonucuna göre öne sürmek,
aptallıktır..
mesela melih gökçek te durum böyle değildir, farklı partilerden de zafere koşmuş bir kişidir,
kendisini sevmesem de bu yanını görmezden gelmemek gerekir..
sayaç bugün ahmet e yarın mehmet e takılır, ama önemli olan
insanın kalbinin reostasıdır.. (bkz: kalbim reosta)
