Tefe’ül, bir şeyi hayra yormaktır. Resulullah da (asm) tefe’ülde bulunmuştur. Mesela, Hudeybiye seferinde, karşı tarafla görüşmelerin tıkandığı bir zamanda, karşı tarafın elçi olarak Süheyl b. Amr’ı göndermesi üzerine, O’nun ismiyle tefe’ül ederek “işiniz kolaylaştı.” diye ashabına haber verir. (Süheyl kelimesinde kolaylık anlamı vardır)
Eskiler kitabı rastgele açıp, denk gelen sayfanın kendilerine hitaben yazıldığını farz eder, öyle okurlarmış. Genellikle herhangi bir konuda bunalan ya da yapacağı bir işte hayır olup olmadığına dair bir işaret arayan kişiler Kur'an-ı Kerim'in rastgele bir sayfasını açıp onu kendisine yazılmış gibi okurlarmış. Tabi başka kitaplar da olur, mesnevi, risale vs.
Hristiyanlık'ta benzer bir kavram olarak bibliomancy ve stichomancy kavramlarını barındıran fiildir. Bibliomancy biraz daha genel bir ifade, ama ikinci tabir, bilhassa incil'i açıp geleceği yorumlamak gibi şeylerle gerçekleştiriliyor.
Tefeül için öncelikle, sakin bir kafa yapısı olması lazım. Yani aklın gereksiz fikirlerle bulanmaması, ruhun nispeten duru ve dingin bir halde olması şarttır. Kalben veya kal'en ( sözlü olarak ) dua edilebilir. yoksa "dur bakayım kur'an'dan hangi sayfa karşıma çıkacak" deyip rastgele bu işe girişimesi beklenen neticeleri vermeyebilir.