Anlatıyorum dinleyin, bir konuda bilgi edinmek için, yıllardır gitmediğim bir halk kütüphanesine gittim. Bu kütüphane 2006 yılında kurulmuş, ziyaretçileri tarafından bilgi içerikli kitaplar getirilerek büyütülmüş, genişletilmiş, zamanında her gidenin bilgilenmeden ve katkı yapmadan çıkmadığı bir kütüphane haline gelmiş. Ben yıllardır gitmiyordum açıkçası en son bıraktığımda bu haldeydi, bir kaç ay önce gittim, bir bilgiye ihtiyacım yoktu aslında hem nasıl durumda, hala aktif mi bakmak istedim hem de belki tanıdık bir kaç yüz görürüm dedim.
Fakat ne umdum ne buldum dersiniz?
Kütüphanedeki kitaplar gitmiş, içi boşaltılmış bir fotoğraf sergisine çevrilmiş idi. Adı hala kütüphaneydi ama içi fotoğraf sergisiydi. Bu fotoğraflar sanatsal da değil, bildiğiniz günlük, amaçsız selfieler. %95 kadın %5 erkek fotoğraflarından oluşan bu selfielerin sahipleri de orada, fotoğraflar hakkında sabahtan başlıyorlar akşama kadar konuşuyorlar. Biri öbürünü överken, öteki de berikini yalı aman övüyor… kütüphane gitmiş, yerine her gün dış görünüşüyle alakalı birilerinden onay alarak özgüven tazelemesi gereken psikolojik vakaların kurdukları yalaş bir kulüp gelmiş. Alabileceğiniz tek kelime bilgi bile kalmamış içinde. Hepsini, fotoğraflarla sindirmişler.
bir süre vakit geçirdim, durum içler acısıydı. Önce bu insanlar için üzüldüm. Sonra acıdım. Sonra iğrendim.
Bu vakaları inceledim. Maalesef iq seviyeleri ortalamanın altında hatice ve abuzittin vibelı vakalardı. Yerim olmadığını hemen anladım. Gitmeye karar verdim. Ancak içimde bir ateş beni durdurdu. Acaba, hepsini teker teker şamar manyağı yaparak kendine getirebilir miyim ateşiydi bu. Öyle dayanılmaz bir arzuydu ki, karşı koyamadım dostlar… koyamadım. Şimdi daily olarak gidip birer ikişer şamarlıyor, kendilerine gelmeleri için ceviz yediriyorum. bakalım neler olacak…