ahlaksızlık bir genel geçer ahlak tanımına ters düşen davranışların sıklıkla ya da büyüklüğü ölçüsünde bir iki defa yapılması durumunda bir insan için kullanılan sözcüktür. hal böyle iken bizim toplumumuzda ahlaksız olmakla itham edilmek bir ateist için gayet doğaldır. aynı şekilde bir ateistin de bir müslümanı ahlaksızlıkla suçlaması da normaldir. dolayısıyla ahlakı temel bileşenlerine indirgeyip ortak bir zemin yaratmak her toplumun en büyük ihtiyacıdır ki bu özünde ateist ahlaktır. ateist ahlakla kasıt hiçbir doğaüstü gerçekliğe, tanrı vb. dayandırılmayan tamamen biz canlı kanlı insanoğlunun toplumsal ve birebir ilişkilerimizde güven oluşturabileceğimiz esaslardır. insan hakları bu bağlamda ateist ahlaka en yakın belgelerden biridir ve reel bir ahlaksızlıkla suçlanmak için en temel kıstaslardandır. durum doğaüstü temellere dayandırılmadan üretilmiş ve geliştirilmiş esaslara dayandığı zaman ateistin ya da inananın ahlaklı ya da ahlaksız olması bakımından hiçbir eğilim yoktur (bunlar daha ahlaksız olur ya da şunlar ahlaksızlığa daha yatkındır gibi).
şunu da söylemek gerekir ki toplumumuzda ahlaksızlık denen durum daha ziyade namus denilen temelsiz, sınırsız ve acımasız bir sisteme dayandırıldığı için (ki özellikle merhamet eksikliği olan bütün sistemler zaman sonsuza giderken çökmeye giderler) her birey kendisi için tabu olan davranışları bir başkası için de denetlemektedir. kendi bireysel çemberinde durumları uygulamak bunları prensip haline getirmek bir yana tamamen keyfi ve prensipsiz bir şekilde herkes yanındakinin hem arkadaşı hem de polisi olmak durumundadır. zaten büyük bir baskıyı tabuyu kendi benliklerinden kaldırmış olan ateistler bu insanlara ister istemez ters gelecektir ve ahlaksız şekilde algılanacaktır. maalesef bir çok kişiye göre ateistlerin aidiyetleri yüzünden mevcudiyetleri ahlaksızlıktır.