Benim kişisel olarak çok doğru bulmadıgım ama bunu uygun bulan kadın ve erkege karısma yada onları eleştirme makamında olmadıgımı düşündüğüm elitist şovenist laikçiler tarafından çokça istismar edilen bşir konudur.
Kur'an-ı Kerim'de bu konudan bahsederken "eger adaleti saglayabilecekseniz dört kadına kadar alabilirsiniz" mealinde bir cümle şu mealde bir yasakla devam eder "fakat asla adaleti saglayamazsınız". Yine bu kısıtlar islamın ana kaynaklarından birisi olan sünnetten yola çıkarak halihazırdaki eşin rızasını şart koşar.
Bu durum erkegin çok eşliliğe meyilli oldugu, buna bir nevi açık kapı bırakılarak olası zina olaylarının önüne geçme yada eğer toplumda kadın sayısı erkek sayısından fazlaysa kadınların doğalarının geregi olan aile ve annelik mefhumundan mahrum kalmamaları veyahut kadının cocugu olmaması durumunda bosanarak magdur olmaması için ve tabii bu arada erkeginde cocuk sahibi olma istegini tarafların optimum çıkarı göz önüne alarak helal dairenin geniş tutulmuş olması olarak yorumlanabilir. Yinede elbette gerçegi, ardında yatan gerekçeyi Allah bilir. inananlar için durum bundan ibarettir, tartısmaya bile değmez. inananlar kanuna karsı hile yapılarak kanunun aldatılabilecegini ama ilahi iradeye karsı hilenin basarılı olmayacagını elbette bilirler.
Bu durumun ülkemizin uçuk laikçileri tarafından gündeme getirilmesi mahalle baskısının en güzel örnegidir, niye saygı duymuyorsun adamın dinine arkadas. Sen mantıksız buluyorsun diye dinin içeriğini mi değiştireceksin, inancına göre yasayamayacak mı bir dinin mensupları! Ben bir grup arkadasla hinduizme merak salsam "saçmalama altı üstü bir inek" diyerek bana zorla inek mi kestireceksin, ateşe tapan olsam zorla itfaiyeci mi yapacaksın beni. Verdiğim örneklerdeki müdaheleler ne kadar anlamsızsa devletin yada bir kısım kişilerin şiddet ve zorlama içermeyen herhangi bir dini uygulamaya karısmasıda o kadar anlamsızdır. ingiltere bugun her inanışa kendi hukuk sistemini işletme hakkı vermeyi konusuyor...