eternity and a day

entry35 galeri video1
    31.
  1. Uyandığımda, sen hâlâ uyuyordun. Nefes alışını seyrettim. Rüya görüyordun... Alexandre? Beni arıyormuş gibi elinle hafifçe yakaladın. Göz kapakların kıpırdadı, sonra yine uykuya daldın. Gözlerinin arasından bir damla ter yuvarlandı. Yuvarlandı, aktı. Yan tarafta, bebekten ufak bir inilti yükseldi. Kapı gıcırdadı. Bahçeye çıktım ve ağladım... O anın hiç bitmemesini istemiştim! Uçmasını engellemek için bir kelebeği iğnelemek ister gibi!
    Denize karşı yazıyorum sana, hareketsiz, gözden kaybolmuş. Ev, sıcak süt ve yaş yasemin kokuyor. Sana yazıyorum, seninle konuşuyorum... Böylece kendimi sana yakın hissediyorum, tehdit ediyorum, direniyorsun. Senin yaşamını tehdit ettiğime inanıyor musun, Alexandre? Ama ben âşık bir kadınım sadece...
    Gece sana baktım. Uyuyor muydun, yoksa sessizce uzanıyor muydun, bilmeden. Düşünebileceklerinden korkuyordum sessiz dünyana nüfuz ederek seni de ürkütmekten. Sonra, bedenimin konuşmasına izin verdim, iyi bildiğim tek lisan, çünkü ancak o zaman tehdit edilmiş hissetmiyorsun. Ben sadece âşık bir kadınım, Alexandre. Kumlarda çırılçıplak yürüdüm. Rüzgar esti... Bir tekne geçti. Sen, uyandıramayacağım kadar uzaktaydın. Üzerimde hâlâ sıcaklığını hissediyorum. Beni hayal ettiğini hayal etmeye cesaret edemiyorum! Ah Alexandre! Bir an bile inanabilsem buna. Koca bir çığlık oluverdim sadece.
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük