ispanya’nın Müslümanlar tarafından fethedilmesinden (93/711) sonra Hıristiyanlar tarafından başlatılan (ispanya’yı yeniden ele geçirme) hareketi, Tuleytula (478/1085), Kurtuba (634/1236) ve işbîliye (646/1248) gibi islâm şehirlerinin işgal edilmesiyle önemli başarılar kazanmıştır. Bir süre sonra da (905/1499) öz vatanlarında "parya” durumuna düşürülen Müslümanlar’ın (Moriskolar) Katolik dinini benimsemelerini sağlamak amacıyla ispanyol yönetimi, kilise, engizisyon mahkemesi harekete geçmiştir. Yayımlanan kraliyet fermanlarıyla islama ve Müslümanlar’a ait ne varsa yasaklanmış, kiliseler eğitim ve öğretim faaliyetlerine, engizisyon mahkemesi de “mürtedleri” (Endülüs Müslümanları için kullanılmaktadır) cezlandırmak için tahkikat ve takibatlarına devam etmiştir. iknâ, takip, tehcîr ve ce-
zalandırma süreçleri sonunda “takiyye” yapmak zorunda bırakılan Müslümanların yeterince asimile olmamaları, Hıristiyan toplumuyla entegrasyon konusunda
mesafeli durmaları ve ispanya’nın düşmanlarıyla (Osmanlı, Fransa ve Kuzey Af-
rika’daki hanedanlıklar) işbirliği yaptıklarına dair inanç, XVII. asrın en acımasız
ve gayrı ahlakî süreci olarak tanımlanan toplu sürgün olayını başlatmıştır
(1018/1609). Sürgün (expulsión), ispanya’yı malî, ictimâi ve iktisadî kaosa sürüklerken, yurtlarından zorla sürülen yaklaşık üçyüzkırkbin (340.000) Müslüman için tam bir trajedi olmuş, yolculuk esnasında ve yerleştikleri coğrafyalarda
onbinlercesinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır.