yalvarıyorum

entry7 galeri
    1.
  1. Yılmaz erdoğan'ın hürriyet gazetesinde yayınlanan feryadının adıdır .

    BU bir mektup.Kuş, güvercin kanadına yazıldı.Kimin vicdanına konarsa o okusun diye.Ölüm üzerine...
    Mayın üzerine... Kürt meselesi... Türk meselesi üzerine. Güzel kelimeler... Ve çirkin kelimeler üzerine.
    Ölüme doğru yapılan bu korkusuz koşudan korkuyorum. Mayınlarla parçalanan kardeş cesetleri odamda, yanıbaşımda duruyorlar. Yazdığım her kelimeye daha bir dikkatle bakıyorlar. Onlar dün parçalandılar.
    Yazıklar olsun diye başlıyor aklıma gelen her cümle şimdi.
    Yazıklar oluyor zira, insanın biriktirdiği en güzelşeylere.
    Yazıklar oluyor, bir çocuğun Kürtçe, Türkçe veya her ne hal ve her ne dilde ise gülümsemesine...

    HER SiLAH ÖLDÜRÜR AMA MAYINDAN KAHPESi YOKTUR

    Sevgiliye hediye almaya, pazar alışverişine çıkmaya, bir bebek sahibi olmaya, sigarayı bırakmaya, piknik yapmaya, bir insanı her şeyden çok sevmeye.... Yazıklar oluyor... Yazıklar oluyor hayatın bizzat kendisine. Yapmayın!
    Mayınlar döşemeyin geleceğinizin güzergáhına. Bu kalleşin ne zaman patlayacağı belli olmaz. Bazen yıllar sonra, bir küçük kız çocuğu çiçek toplarken denk gelir, bazen yirmi yaşındayken ve daha önce hiç görmediğin bir yerde, daha önce hiç tanımadığın insanların arasında hem anayasal hem siyasal hem mukaddes bir yolculuk sırasında....
    insanoğlu her melaneti icat etti; ama mayından kahpesi yoktur. Her silah öldürebilir, her zaman öldürme potansiyeli taşır; ama mayın MUTLAKA ÖLDÜRÜR. Mayın ıskalamaz! O birini mutlaka öldürür! Uğursuz bir pusuya yatar ve patlayana kadar, bir can üstüne basana kadar bekler. insanın icat ettiği EN ÇiRKiN şey silahtır. Ve silahların EN ÇiRKiNi MAYINDIR! Sebebini unuttum kavganın ve umurumda da değil siyasi tartışmalar. Bir tek şey için dua ediyorum her gece, her gündüz: Kimse genç ölmesin dağlarımızda.
    EN GÜZEL KELiME 'BARIŞ' ARTIK SOYTARI KELiME
    Silahlar susmadan sebebi konuşmaya imkán da yok lüzum da. Aklın sesi, akılsızlık susmadıkça duyulmuyor. Ve o zaman akla sadece DURUN demek geliyor. Hemen şimdi DURUN! Hiçbir haber geçmiyor ajanslar artık, ölümsüz. içinde acı olmayan gecemiz yok.. Ne oldu diyorum yine, kim hangi korkunun, hangi uğursuz hesabın peşinde diye... Barış artık soytarı bir kelime... Her ağızda var; ama hiçbir yerde yok. Nerede bu barış? O, insanın icat ettiği EN GÜZEL kelime. Ama kelimelerle ne isterseniz onu yaparsınız. Barış dersiniz; ama savaş manasınadır. Hatta bütün savaşlar barış için yapılır. Ve herkes adil bir barış için savaşır. Ve akıl der ki, aslında savaşmıyorsanız barışmaya başlamışsınız demektir. Bir barış için yapılması gereken ilk ve belki de tek şey savaşmamaktır. Silahlar patlamaya başlamışsa orada insanın bulduğu güzel kelimeler orayı terk eder.
    SEVDADAN GAYRISINA AĞIDIMIZ OLMASIN
    Kelimeler de ölür bazen... Ve kelime cesetleriyle yaşanmaya başlar hayat. O kelimelerin, o cesetlerin... Nece olduğu, yani bu ölülerin ölürken son nefeslerinde hangi dilde konuştukları artık akılsızlığın gölgesinde soğuyan HAYATIN, YAŞAMANIN ta kendisidir. Ölen yirmisindedir. Artık, ardından söylenen ağıtlar kalır. Ve Anadolu'da ağıt sıkıntısı yoktur. Kürtçe'de de, Türkçe'de de binlerce ağıt vardır. Hatta aynı ağıtın hem Kürtçe'si hem Türkçe'si vardır. Yürek yakmak iyi bir işse, ikisi de eşit derecede yürek yakmaktadır. Ama yüreğimizde artık dağlanacak yer kalmamıştır. Sevdadan gayrısına ağıdımız olmasın artık.
    Şimdi hepinizin huzurunda yalvarmak istiyorum. Gördüm anladım, yapacak hiçbir şey kalmadıysa yalvarıyorum işte.
    Kendimi küçük düşürmek istiyorum. Taviz vermek istiyorum.
    Kimin elinde bu kanı durduracak bir güç varsa, ister şeytana tapsın ister puta, ister bir tek Allah'a...
    DiZLERiMiN ÜSTÜNE ÇÖKTÜM YALVARIYORUM
    Kimin dudaklarının ucundaysa bunca gencecik hayat, ben ona yalvarmak istiyorum. Ne olur? Bu işi durdur. Ben siyaset miyasetten bahsetmiyorum. Dizlerimin üstüne çöktüm, "Bu genç ölümleri durdur" diyorum. Kimse ateş etmesin kimseye. Hiçbir gerekçeyle. Hatta kendini savunmak için bile...
    Çünkü savunmaya başlayana kadar masumsun ve masum güzel bir kelime, masum kal... Kim hangi mayının yerini biliyorsa yalvarırım söylesin. Bir káğıda yazsın, bir şişeye koysun, suya salsın söylesin. Kim hangi mayının yerini biliyorsa, kimin gücü yetiyorsa olası ölümlere engel olmaya, ona yalvarıyorum işte. ister şeytana tapsın ister puta, ister oralı olsun ister bizim buralı. Gücü yetiyorsa eğer durdursun bu işi. Ben, bir yurttaş, bir insan olarak kendimi küçük düşürüyorum. işte açık açık yalvarıyorum, durdursun durdurmaya gücü yeten. Süresiz ve sonsuza kadar.
    Yalvarıyorum.
    Dizlerimin üstüne de çöktüm ve ağlıyorum işte. YAZGI BiRiNi KIŞLAYA BiRiNi DAĞLARA GÖTÜRMÜŞ Sonra sabahlara kadar tartışalım. Ama şimdi durdur. Yalvarırım. Gençler, çocuklar ölüyor, hepsi kardeş, hepsinde aynı muska, aynı yazgı, aynı televizyon, aynı futbol, aynı hayat... Hepsinin gerisinde dualara bürünmüş paramparça bir sevdalı. Hepsi genç, hepsi güzel... Hepsi Türk, Hepsi Kürt... Gençler... Yazgının biri kışlaya, diğeri dağlara götürmüş... Kürtçe'de "cehel" derler. Kulağa cahil gibi gelir; ama "henüz bilmez" manasındadır, henüz yolun başında manasında... Yalvarırım ne olacak... Benden ne eksiltecekse bu yakarış eksiltsin, maksat hayat çoğalsın bu dünya cennetinde. Bir yangında hep güzel kelimeler yanarken, çirkinleri hayatta kalır... Kınamak, sövmek, hangi haklı gerekçeyle olursa olsun yangına körükle gitmek. Ben kimseyi kınamıyorum, ben kimseye sövmüyorum, ben bu işin tamamını SEVMiYORUM. Kurtulalım istiyorum bu vebadan. Kimseyi haklı bulmuyorum, kimseyi haksız bulmuyorum. Küstüm. 'MIRIN' DENiR KÜRTÇE'DE 'ÖLÜM'DÜR TÜRKÇE'DE Konuşmuyorum bu konuyu...
    Silahlar susana kadar "SiLAHLAR SUSSUN"dan başka konu konuşmak istemiyorum... istemiyoruz. Ölmenin, öldürmenin hiçbir türünü, çeşidini sevmiyorum. Ben genç bir hayat kurtulsun istiyorum her tür kavgadan. Hatta kavgayı öven şiirlerden bile uzak dursun istiyorum. Her çocuk çirkin kelimelerden uzakta yaşasın istiyorum.Eğer o kelime çirkinse, çirkinin hizmetindeyse, Kürtçe söylemişin, Türkçe söylemişin çıfayda... Hiçbir dil çirkin bir kelimeyi güzelleştiremez. Ölüm her dilde çirkin bir kelimedir. "Mırın" denir Kürtçe'de. Anadolu'da konuşulan bütün dillerde karşılığı vardır. Bunların içinde resmi olan "ölüm"dür. Türkçe'dir. Ve ölüm kelimesi, resmi ya da gayri resmi her dilde eşit derecede çirkindir.
    "Yaşam"a gelince.... Kelimelerin en şahanelerinden. içi açık açık ve kelimenin her manasıyla "hayat" doludur... Ve hayat, varlığından emin olduğumuz tek şeydir... DiL, BiR OLUŞLAR ZiNCiRiNiN SONUCUDUR Kürtçe'de "jiyan" denir. Yaşam, her dildeki en güzel kelimedir. Belki bir tek rakibi vardır, o da "aşk"tır elbette. Aşk... Kürtçe'de "evin" denir.

    Bu kelimelerin içinde resmi olan "aşk"tır; ama aşk kelimesi her dilde eşit derecede güzeldir.

    Anadolu'da en az iki kişinin birbiriyle konuşup anlaştığı bir dil varsa ben onu bile öğrenmek istiyorum.

    Sadece iki kişi bir dil icat etsin, ben çok merak ederim onu.

    Çünkü bu iş öyle kolay değildir.

    Dil yani lenguiç, çok geniş ve karmaşık bir sesler organizasyonudur.

    Ve bir dilin oluşması, hiç kimsenin tasarlamasına imkán bulunmayan ve yüzyıllar boyu süren bir olaylar, oluşlar zincirinin sonucudur.
    4 ...