Mekanın sahibi gelmiş, kartları dağıtın. Hocamı biraz kızdırayım. Bunları kimse yazmaz. Şimdi gönül kapısı kalabalıktır hocanın, bir çok evlilik geçmiştir başından, ee dahi kafası bir yerden sonra hatunlar firar. Klasik aile düzeni ona göre bir şey olmadığı gibi, neoklasikler, modernler, postmedernler de değildir. Kendisi de minaresine, "romantik ilişkilerde sadakat insanın yolculuğuna ihanettir, ilişkiler vefa çerçevesinde yeni formlara evrilmelidir" şeklinde bir kılıf hazırlamıştır ellam. Neyse, gel gelelim o meşhur nikah masası paradoksuna. Bir sevdası vardır, mevzular her derinleştiğinde konu serim, düğüm, kördüğüm şeklinde kalbinin melike'sine gelir. Ablamız da Jeanne d'Arc ama güncelleme gelmiş hali, hem yazar çizer, hem inceden programlama dehası hem de hafif matiz, tersi pis, omzu düşük yani. Hocada yılların ahı, ihtirası. inceden bir Dodi- Diana kazası. işin papparazzisi tabii. iyileştiğinde bu satırları o meşhur yarım tebessümüyle okuyup, kafa açmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Sonn günlük bükücü sundu. Tibette keşiş olsan ne yazar, dünya bir tavernayken.