Maça'yı iskambilde kağıt olmaktan çıkarıp Mehmet Mete Yartaca yapan zekası, hafızası ve deli karizmasıdır. Kanada'daki atölyesinde Da Vinci hayatı sürmekte, usta çırak metoduyla insan yetiştirmektedir. Yanında 3 saat duran zamanını ve hayatını nasıl boşa harcadığını anlar. Çizimlerden, bir kaç farklı dilde şiirlere, hikayelerden, romanlara, programlama dillerinden, matematiğe belki binlerce çalışmasına, ilham arayanlar için hayrattır. Bilişimde uzmanlığından atölyesini geçindirecek parayı zevkle kazanır, zamanının kalanında da keşfeder, üretir, yaratır, öğretir, anlatır. Manifesto gibi bir dünya görüşüne sahiptir. Sözlü gelenek onun için her şeydir. Süs seviyorsanız sükut altındır, ama söz namustur, konuşun der. Yazın, yazdığınızı anlatın. Okuyun, okuduğunuzu anlatın. Okur, yazar ama susar biriyseniz, hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Yakın zamanda geçirdiği bir kaza sebebiyle zor zamanlar geçirmekte olan hocam bir gün sözlükte bunları okur mu, okur da 'lan yazmayın yazı kalır, söz yaşanır, anlatın varsa davanız' der de bizi tersler mi bilinmez, sen çok yaşa Maça daha. Biz de bir yerlerde senin gibi adamlar olmasının huzurunu duyalım.