1930’lu yılların “swing stili”yle caz müziği, caz-rock ve fusion’dan önce en büyük ticari başarısını kazanmıştır.
Önceki stillerde caz müziği genellikle “two beat jazz” yani iki vuruşlu caz adı altında sınıflandırılmıştır.
(“Beat” sözcüğü ritmik ağırlık noktası ve vuruş anlamını taşır. Two beat jazz ise iki ritmik ağırlık noktası ve iki vuruşu ifade eder)
Bölgesel olarak kansas city ve harlem’de 1928-1929 yıllarında yeni bir çalış tarzı ortaya çıkmış ve bu tarzın chicago stiliyle ve new orleans’ lı müzisyenlerin buluşmasıyla swing dönemi başlamıştır.
Swing, iki vuruşlu cazın tersine “four beat jazz” olarak adlandırılmıştır. Çünkü; ölçü kavramı içinden dört vuruş da eşit ağırlıklarla vurgulanmaktaydı.
Bir caz parçasının “swing” ritminde olmasıyla, parçanın kendi “swing”inin olması karıştırılmamalıdır. “Swing”in olması groove‘ u ile ilgilidir. Yani Swing stilinde olan her parça “swing” hissiyatında değildir.
“Swing stili” big band’ lerin doğuşunu simgeler. Kansas city’ de bennie moten Ve count bassie Orkestralarında riff Adı verilen bir çalış tarzı geliştirmişlerdir. Bu çalış tarzında caz müziğinin tekamülünde büyük rol oynayan call and response Yani enstrümanlar arasında soru-cevap şeklinde atışmalar başlar.