isminden başka bir haltı olmayan dandik köftecidir. nasıl olduysa istanbul'a son 3 gidişimde de bir şekilde o taraflarda işim olduğundan mütevellit istanbul'lu arkadaşların gazıyla gidip oturup yemişliğimiz vardır köftesinden.
şu selim usta adında kredi kartı falan geçmeyen, hamama benzeyen beyaz fayanslı mekandan söz ediyorum. sanırım sadece "isim"den ibaret zımbırtılar nedir diye sorsalar verilecek ilk örnektir gözümde sultanahmet köftecisi. içerisi kalabalık olsa neyse diyeceğim de, hepi topu 2 masa olmasına rağmen verdiğimiz siparişler pişmemiş olarak ufak tatlı tabağı gibi birşeyin içinde, yanında az közlenmiş ortadan kopmuş bir biber eşliğinde önümüze getirildi. 3 defa gidildi aynı mekana, ki müşteri ısrarı olmasa adımımı atmam, her defasında aynı şeyle karşılaşıldı. (1 senelik bir süreçte)
hayır ne o plastik tada sahip lezzetsiz köftelere verdiğim astronomik ötesi paraya yanıyorum, ne irmik helvası diye getirilen rezalete. o kadar turistin gelip gittiği bir mekanın göbeğinde "işte türkiye'nin en iyi köftecisi" diye gavura yediriyorlar ya bu lastik benzeri maddeyi, tüm şehirde tuvaletlerin pisliğinden, tarihi eserlerin harap durumuna kadar herşeyle kafa bulan avrupa ahalisine bir de yemeğimizle rezil oluyoruz...