burada her seferinde bu pahalılığın yok olan satınalma gücünün idari yönden rejim sistem parti kişiler din ideoloji üzerinden tartışılmasını cehalet ötesi aptallık olarak değerlendirmem malumunuz.
üstelik bu durumda insanların gelecek nesilin nasıl eğitimsiz ve iş gücü açısından kalifiye olmayan bir duruma getirilip atıl hale geldiğine, sistemin üzerine bu eğitilmemiş ve artık eğitilmesi mümkün olmayan milyonlarca insan kitlelerinin nasıl yük olduğuna da değinmiştim.
sosyal antropoloji açısından sizler de bir rousseau bakış açısından (j. j. rousseau - toplumsal sözleşme teorisi) toplumu gözlemler ve değerlendirirseniz felaketi görürsünüz.
artık dönüşü olmayan noktayı geçmiş yakıtı gideceği yere-karaya yetmeyecek bir yolcu uçağının okyanus üzerinde uçması gibi durumu yaşıyoruz.
sorunumuz; 3 tarafı denizlerle çevrili barajları gölleri dereleri olan bir ülkede yem fabrikalarına gidecek çöp kalitesinde balığa bir çalışan 4 kişilik ailesinde hafta da iki öğün de balık yedirmek için maaşı yetmiyorsa sorunumuz iktidar rejim sistem parti ideoloji din kimlik bayrak değildir.
ama insanların derdi iktidar rejim sistem parti ideoloji din kimlik bayrak.
ve bu insanlar bu sistemi bu yapıyı yarattı.
bunun için zamlar diye hayat pahalılığı diye ağlamak üzülmek benim için cehalet ötesi aptallık (aklı inkar etmek) olur.