bugün çıkıp biraz dolaştım.
bir karton kent slim black sigara, pide aldım.
semt pazarına uğradım. pazarda ithal muz bulamadım. burada bakkal bir kaç market vardı yol üzerimde onlarda da yoktu. adamlar 30-35 liraya satamıyoruz çürütüyoruz onun için getirmiyoruz dedi.
neyse, pazarda şöyle bir dolaştım. pırasa soğan aldım.
kıl biber dedikleri ince biber, kilosu 40 lira.
kapya biber falan aldım.
pazarda çoğu ürün çöp sayılacak kalitedeydi. meyve tezgahında çoğu ürünler (naranciye örneğin ve nar vb) meyve suyu fabrikalarına götürülüp sıkılacak kalitedeydi. tezgaha koyulmayacak satılmayacak kalitede ufak yaralı şekilsiz ürünler.
insanları biraz gözlemledim.
hangi tezgaha gidip hangi kalitede ürünleri alıyor, ne kadar alıyorlar şöyle bir gözlemledim.
çok nadir kaliteli ürün satan tezgahlar bomboştu. zaten onlar tezgahları satmak için değil de teşhir için açmış gibi az malları vardı. satıcılar kendi arasında muhabbet ediyor tek tük müşteri tezgaha geliyor.
eminim, insanlar bugün aldığı meyve sebzeyi 1-2 sene önce alıp eve götürse eşleri bu sebze meyveyi bedava mı aldın, tezgahın altında döküleni mi topladın diye fırça atardı.
diyeceğim...
üzülmedim.
bu insanlar bu sistemi oyları tercihleri ile yarattı.
umurumda mı?
tabi ki hayır!
sadece insanlar nasıl bu kadar kör ve cahil olabiliyorlar diye şaşırıyorum ve bu fiyatlara yaptığım ödeme ile kendimi enayi gibi hissediyorum.
sanki ülke nükleer biyolojik bir saldırıya maruz kaldı, tarım alanları yok oldu. savaş oldu çalışacak ekecek biçecek üretecek genç nesil yok oldu ya da afrika çölleri veya himalaya dağlarında ülkeyiz de iklim coğrafya ekmeye yetiştirmeye müsait olmayan bir ülkeyiz.
dediğim gibi, umurumda değil.
gerçekten...
alamayan yiyemeyen düşünsün.
