tabiplerde sürgün şiiri

entry1 galeri
    1.
  1. yaklaşık 12 kilometre
    birçok durak otobüsle
    Amy Winehouse olsa gelmez bu karda
    halbuki onun da kafası hep çakır
    eroin bu denli nüfuz edemedi bize
    etmesine de gerek yok
    hava zaten çok soğuk

    uzun süre sonra ilk defa sarma sigara aldım
    hüseyin abi geldi oğluya, karısıyla
    oturdular karşı masama
    ben de oturdum en köşeye, en hakim konuma

    uyumak değilde uyandığını anlamamak mesele
    çok büyük planlar yapsan da mesela
    yine de bir 7 Ekim etmiyor hayaller
    üç gün eksik olsa da bişey çıkmaz
    sonuç hep aynı sanırım kader minvalinde
    beslenmesi için ruhun zaruri entrikalar mı gerekli
    bozdurup harcamalı mıyız yoksa geleceği,
    yatırımlarımızı yaptığımız platformlardan atlamak getirebilir malum çözümü,

    küçük bir meksika kasabasında güller hep kırmızıdır
    evlenmeden önce erkek üç fidan toplamalıdır
    adettendir tabi, yüzük takmadan önce dikenlerin en büyüğünü
    batırırlarmış birbirlerine, kumaş mendille silip ilk hafta yastığın altına saklarlarmış
    maksat hazin gelmesin
    maksat mı?
    ben bu hikayeyi zaten Cuba Libre sevenlerine yazdım

    yaşlı insanlar hisseder ölmeden önce
    bu sürgün psikolojisidir derler
    bilirsin yollanacağın zamanı da beklersin zarların yedi yedi gelmesini,
    ya da klavyede F13 tuşunu ararken aklına gelir olmaman gereken yerler,
    sığamadığın dünyada yerin iki metrekaredir Teşvikiye'de,
    bunu keşfedenleri toplumdan izole etmektir Jön Türk hareketi,
    1902'den beri,
    Gülbaba türbesine hasret kaldım.

    Tabi, ihtimaller dahilinde şekerleme yapmak da vardır bir bar tuvaletinde ilk ilgi gösteren kişiye bedenini mutualist şekilde teslim etmek de,
    hangi olasılık olursa olsun insan nasihatlere kulak kabartmalıdır,
    belki de kapatmalıdır şuurunu olacakları oldurmak için,
    "We could dance in the fire" derken şair eminim ki bunları tahayyül etmiştir,
    kendi fıtratında yalnızlığını üstlenmiştir,
    omuzlarında yokluğu hissedip, Meksika'daki köyü terk etmiştir,
    kendi kanı olan mendile bir not yazıp,
    "Te Quiero".

    Zahmet edip yola çıkana kadar yazsam,
    kaç ışıkyılı uzaklığa tekabül eder özlemim,
    öfkeyle harmanlanınca çok iyi sevişiriz,
    yalnızken çok düşünürüm,
    kalabalıkta hep üşürüm,
    illa ki vardır buna da çözümüm,
    fakat çocuklar evde,
    benim de sorumluluklarım var.

    keyif olgusu da karneye bağlanmalı,
    kimin ne kadar keyifli olacağı devletçe sınırlandırılmalı,
    herkes keyfine göre keyfederse,
    bu keyiften yoksunları durduracak emniyet sibobu çok dayanmaz,
    baraj duvarları da yıkılır,
    sonra yüzlerce yıllık medeniyetler su altında kalır,
    aynı zamanda tarihimiz değil, tekerrür eden de hatalarımızdır.
    bilesin diye naklettim.

    nezaket diyorum çok önemli bir konu,
    50'lik birayı köpürtüp 35'lik veriyorlar,
    anlamadım sansınlar,
    köpüren sadece bira olsa tamam, salağa yatarım
    gel gelelim taşan damlanın ilki sonu olmaz, taşırmayacaksın,
    altlık varsa vereceksin,
    bardağı soğutacaksın,
    fıçıyı günlük yenileyeceksin,
    yoksa mı?
    yoksa ilişki milişki olmaz arkadaş.
    konu kilit.

    madem öyle,
    hastalanmışsın dün gece,
    bi çay yapsın annen ıhlamur, nane ya da biberiye
    denk gelmese de yolumuz bugünde,
    illa ki gelir bi yerlerde.
    illa ki bulurum seni kokundan
    illa ki farkederim saçlarından
    illa ki belinin kıvrımından
    illa ki yine sarhoş olurum bedeninin hazzından
    illa ki tanırım sesinin tonundan
    illa ki sen açlığımı gideririm dudaklarından
    illa ki

    ben bir parçayım senin ruhundan.
    0 ...