neden korkmasınlar ki? bu konuda şuraya yazmaya kalkışsam 3 sayfa döşerim ve yazının sonunda okuyan herkes evlenme fikrini aklından tamamen çıkarır ama o kadarına gerek yok. yine de uzun deyip zırlama. oku da evlenmeden önce son bir kez daha düşün.
evlenmek için evlenmez öncelikle.. evlenmeyenlerin bilmediği ama evlenenlerin çok iyi bildiği bir gerçek var. evlenince ilk birkaç ay heyecanlı ve güzeldir ama sonradan sonraya aradaki ilişki sadece yatak muhabbetinden öteye geçmez ve aradaki cinsellik de görev bilinciyle yaşanır. aksiyon, heyecan ve tutku falan bitmiştir. en isteksiz olanınız bile evliliği hayal ederken yüzü güler ama emin olun ki ruh eşiniz ve her an her zaman keyif aldığınız biri değilse karşınızdaki kişi, kesinlikle birkaç aylık heyecan verici seksüel zevk için hayatınızın akışını değiştirecek bir imza atmaktır evlilik.
ben hayatımda sadece bir kez beni evlenmeye itecek biçimde uygunluğa sahip biriyle karşılaştım. zira kendisi her şeyden önce arkadaşım, en yakın dostlarımdan bile daha dost, ceplerdeki paranın bile bölüşüldüğü, her zevkin, felsefi bakış açısının uyuştuğu, anlaşılmak konusunda ikimizin de tatmin olduğu her anlamda mükemmel bir ilişkiydi. en tecrübeli, kadınlar konusunda en yetkin zamanımda tanıştım kendisiyle ve kesinlikle şunu diyebilirim; bu zaman dek en iyi ilişkim bile %50 mükemmellikteydi ona kıyasla. onunla olan ilişkim ise %100dü. bir gün olsun bırakın kavgayı tartışmayı fikir ayrılığı bile söz konusu olmamıştı. ruh eşi denen şey varmış, onunla anladım ben. ha bir daha gelir mi? asla. bu çok zor bir olay. anlamsız yere bitti ve iyi ki de evlenmemişim. çünkü insanı tanımak zordur, 2 yıl sonra bir değişir ki tanıyamazsın. ki zaten böylesiyle bile muvaffak olunamadıysa varın gerisini siz düşünün.
ancak sizinki yüksek ihtimal böyle olmayacak. basit bir hoşlantı, devamında iletişimin gelişmesiyle oluşan sevgi ama hakkaniyetle bakıldığında aslında zevklerinizin pek çoğu aynı olmadığı, bazı konularda farklı tellerden çaldığınız ve çağımızın hastalığı olan anlaşılma arzusunun büyük ihtimalle tatmin olmadığı bir ilişkidir. işte böyle bir ilişki sadece aynı ortak amaçla iki kişinin bir araya gelmesinden başka bir şey değildir ve evlilik denen o amaca ulaşıldıktan 4-5 ay sonra "ben bununla mı evlendim lan?" dersiniz. her anlamda birbirinize gereksinim duymuyorsanız, çepeçevre düşündüğünüzde ona gerçekten ihtiyacınız yok ise, sadece evlenip özgürce seks yapmaktan başka amaç gütmüyorsunuzdur. kendinizi dürüstçe sorgulayın. eğer bu iseniz, vazgeçin. hayatınızın pişmanlığı olabilir.
diyelim evlendiğiniz. olur ya işler yolunda gitmedi(yüksek ihtimalle gitmeyecektir), boşandınız. evli kaldığınız 5 yıl çöp oldu gitti. hayat devam ediyor evet ama o 5 yılda başka başka insanlar tanıyabilirdiniz ve de seksüel ve gönül açısından her zaman heyecanlı bir hayatınız olurdu. evlilik uğruna harcadığınız tonla parayla belki de bir iş tutup geleceğiniz adına ilk basamağı atabilirdiniz. 5 yıllık ilişki kötü sonla bittiyse o kişi önemsiz olacağından o 5 yıl hiç yaşanmamış gibi hafızanızdan silinecek. hem hafızanızdan hem hayatınızdan 5 yıl gitmiş olacak. şunun şurasında güzelinden 20-25 yıl yetişkin ve orta yaş yaşıyorsunuz zaten, yazık giden zamana.
erkeklerin ise evlenmemesi için iki önemli neden;
1- erkekler olur da boşanırsa bir ömür nafaka ödemek gibi etik olmayan bir saçmalıkla uğraşabilir. ömür boyu evet. zira nafaka alan kadınların neredeyse hepsi nafaka kesilmesin diye tanıştığı adamlarla evlenmek yerine sevgili modunda evli gibi yaşıyor. asla kaçamazsınız bundan. bir zamanlar gözyaşlarına dayanamadığınız eski eşiniz sizin verdiğiniz nafakayla sevgilileriyle misler gibi takılır. insan sormadan edemiyor; bu kadının da eli ayağı yok mu? evlenmeden önce çalışmıyor muydu? hani nerede eşitlik? işinize gelmeyince kadın erkekle eşit değil mi ama? geç bunu.
2- aldatılmak diye bir gerçek var. erkeklerin büyük çoğunluğunun aldattığı bir gerçek. ya kadınlar? onlar erkekler kadar ayan beyan ve rahat olmadıkları için aldattıklarını anlamanız neredeyse imkansız. ne kadınlar ve evli kadınlarla ilişki yaşayan insanlar tanıdım. kadın türbanlı dindar mod on ve iki çocuğu var. ama çocuğu okula bırakırken oradan da yürüyüşe gidiyorum bahanesiyle 2 saatliğine yasak aşkıyla buluşup kaçamak yapıyor. hiç vakti olmayan bir kadın bile bunu yapabiliyor! bir erkeğin böyle bir iz bırakılmaz boynuzlanmayı anlaması ise imkansıza yakın. o kadınların hiçbirinin de ifşa olduğuna şahit olmadım ben.
hasılı maksimum 1 yıllık heyacanlı, aksiyonlu ve adeta arka sokaklar dizisi gibi bol zoomlu olan ama sonradan küllüm zarar, bomboş bir şeyi göze alabiliyorsanız hadi bakalım, nikah memurları yeni kurbanlar arıyor.
